1. 14 - 15 yaşlarımdayım itlik, serserilik daha tenime değmemiş temiz aile tebiyesi almış örnek bir çocuğum. Bir yılbaşı gecesi arkadaşlarla heyecan arıyoruz. Ne yapalım diye karar verirken yılbaşı gecesinin standart eğlencesi alkol alalım gizliden içelim dedik. Herkes cebindeki bozuklukları döktü koyulduk tekelin yoluna. 50 cl'lik vodka ve 1 lt vişne suyu aldık. Tekelci amca siyah poşete aldıklarımızı gömerken semtimizin hızlı ve balici gençleri de içeride bizi süzüyordu. Parayı verdik poşeti arkadaş aldı çıktık tekelden yola koyulduk. Aldığımız yerin 500 metre ilerisinde eski bir ev var bahçeli falan orada oturup içicez.

    Biz yola devam ederken peşimizden bu hızlı arkadaşlar geldi, ağızları leş gibi tiner ve bali kokuyor kıvılcım değse havai fişek gibi patlayacaklar. Bizim arkadaş grubundan 1 - 2 kişi bunları tanıyormuş bu yüzden ona yanaşıyorlar bizde gelelim, beraber içelim falan diye yancı olmaya çalışıyorlar. Tabi arkadaş yok falan diyor ortalık ısınmaya başlıyor. Ben olacaklardan habersiz arkalarından yavaş yavaş geliyorum derken nevaleyi taşıyan arkadaş geldi poşeti benim elime verdi al sen taşı dedi. Üzerine kan değmiş yavru ceylan gibi kaldım ortada, burunları bali ve tinerden erimiş hızlı arkadaşların gözleri bir anda bana döndü. Ben heyecanlı ben ürkek götüm götüm yürüyorum hedefime doğru.

    50 metre gittim ya da gitmedim, ufak boylu biri geldi yanıma poşeti ver bana, bak kötü olur, bizde gelelim yoksa elinizden alırız falan diyor. Ben göz teması kurmadan ilerlemeye devam ediyorum. Hızlı adım atmış olacağım ki arkadaşlarla da mesafeyi açmışım ben ve bu ufak arkadaş baş başa kalmışız. En son itiş kakışta çocuk elime saldırmaya çalışınca dirseğimle uzaklaşması için ittim. İtmez olaydım bu hemen çıktı yüksek bir duvara demesin mi "sen beni mi öldüreceksin lan!" diye. Haydaaa o nereden çıktı şimdi seninle göz teması kurmuyorum öldürmek ne haddime.

    Bu böyle bağırınca bir sessizlik oldu, baktım aşağı gruptan biri bana doğru geliyor ama seçemiyorum uzaktan zaten karanlık yüzü gözü simsiyah son 1 metre mesafede tanıdım kim olduğunu. Hem de ne tanıma memleketine kadar öğrendim. Bu koşa koşa geldi ben kimdir nedir diye bakarken hiç unutamadığım o sözü söyledi "biz bingölliyik oggglımm" dedi ve kulağımın köküne aklımdan çıkmayan o şamarı attı. Her şey durdu benim için, sanki aklıma Türkiye haritasını getirip bingöl'ün nerede olduğuna bakıyor, istanbul ile olan mesafesini falan hesaplıyordum. İlk şoku atlattıktan sonra elimdekileri yere bırakmam ile 300 metreyi 10 saniyede koşmaya başladım hem koşuyorum hem ne olduğunu anlama çalışıyorum.

    Arkamdan bağırış sesleri dur tamam kaçma gibi şeyler söylüyorlar ama kulağımın çınlamasından hiç bir şey anlaşılmıyor. O kaçışta farklı bir sokağa girip bodruma saklandığımı hatırlıyorum daha sonra arkadaşlar gelip bana seslendi tamam çık dışarı gitti onlar diye. O gece alay konusu olmuştum ama vodkadan da vazgeçmemiştim. Merdivenlere oturup mazlum ve garip şekilde kulağımın çınlaması eşliğinde vodkamı yudumlamıştım.

    Aradan onca yıl geçti hala unutamıyorum o sesi ve söyleme tarzını ve tabi ki şamarı. Hayatımda yediğim ilk ve tek şamar o oldu. Bazen görüyorum şamar atanı gülsem mi sinirlensem mi bilemediğim bir ruh hali içerisinde geçip gidiyorum. Bingöl'ün hayatımdaki yeri de budur benim için. İnsanlar yeni yıla hayaller dilekler ile girerken ben şamar yiyerek kulak ağrısı ile girmiştim.
    #186942 anvene | 5 yıl önce
    1anket