çok farklı boyutları var elbet. ama yaşayan tüm canlılar, fotosentez de yapsa, oksijen de alsa, ilgiye muhtaçtır. ben nefret ediyorum diyenin bile hoşuna gider içten içe.
kadın ve erkek ilişkilerinde nasıl ilerlediğini ele alalım. şimdi bu ilgi dediğin şey, kadınların nükleer silahı. bu onları kötü insan yapıyor demiyorum ama, işte bazı kesim kadınlar için ortada bir gerçek var yadsınamaz. aşağıdaki kadınlar, bahsettiğim bu kesimi temsil ediyor. şöyle ki;
kadınlar, onunla ilgilenen adam dünyanın en çirkini olsun, yılık değilse * dozunda ilgiyi göğsünde yumuşatır, tüm gözeneklerine eşit bir şekilde dağıtır ve sindirir. erkek kişisi, bunu kadın ondan hoşlanıyor olarak algılar. çünkü ilgi gösterilmiştir, karşı taraf da bunu çeşitli tepkilerle kabul etmiştir. kadın bundan beslendikçe, erkek daha çok sömürülmeye müsait olur. işin sonu bok tabi. bazı iyi niyetli kadın kişiler, "lan acaba yanlış anlıyor mudur bu erkek kişisi" diyerek kendilerini çekmeye çalışsalar da, ilgi ışınları o kadar kuvvetle ve tatlı tatlı gelmektedirler ki, bundan kaçmak artık kadın için de güçleşir.
ha olumlu sonuçlandığı yok mudur? vardır elbet, daha şahit olmadım ama yani işte kitaplarda falan okuduğum oldu.
gençlik enteresan şey. birini kafaya takıp, takıntı haline getirip adına aşk diyolar, olumlu sonuçlanmayınca da kaybeden aşık olduğunu zanneden oluyor. çünkü senin hissettiğini sandığın o duygulardan güç alarak gösterdiğin alaka, zaten karşındakinin ihtiyacı olan. o da seni buna zorlamadığına göre, alan razı veren razı durumu. bu yanılgıya düşüp sonunda hesap sormak isteyenler oluyor ki o en yıkıcısı. çünkü cevap çok olası : "ben mi dedim benle ilgilen diye??"
işte bu artık zaman geçtikçe edinilen bir tecrübe. bir süre sonra sapla samanı ayırt edebilir hale geliyor insan. yoksa herkes gençliğin bir döneminde böyle takıntılanmıştır birilerine. kasmayın kendinizi. fedakarlık olursa gerçek sevgi olur o zaten. olmuyorsa da bi duble daha koyun.