üniversite zamanları erasmusla ülkemize gelen bir çek arkadaşla aynı evi paylaşıyorum. kız her gün okula gidiyor, uzun ders aralarında kütüphaneye gidip bitirme tezine çalışıyor, ben kantinde oturup arkadaşlarla laflıyorum. akşam eve gelince hadi dışarıya çıkalım diyorum, geliyor benimle. bir saat oturduktan sonra ders çalışmam lazım diye eve gidiyor. biz popomuzu büyütüp kafede çay içmeye devam ediyoruz. final zamanı herkes son saniye çalışmaya başlıyor, kendisi şöyle bir konuların üzerinden geçiveriyor. her gün aynı saatte kitabını okuyor, ben yarısı okunmuş beş farklı kitabın evde nerede durduğunu bile hatırlamıyorum. bütün bunları yaparken hafta sonları dağcılık kulübüyle dağa çıkıyor, partilere katılıyor, tenis oynuyor, kapalı yüzme havuzunun kapısının nereden açıldığını ben bilmiyorum, o her hafta aynı saatte yüzmeye gidiyor. tek tek şehrin bütün tarihi yerlerini geziyor, ben laptop başında dota falan oynuyorum, sonra diyorum ki "vaktim yok". ama o her şeye vakit buluyor da buluyor.
yetiştirilmeyle mi alakalı, kültürle mi bilmiyorum ama hayran kalmıştım zaman yönetimi yeteneğine. öyle hayran kalmakla yetindim sadece, hala benim vaktim yok...
tanım: zamanı en verimli şekilde değerlendirebilme yeteneği.