faruk vardı bizim, gitmiş plajın en bir içim su kızlarından birine kapılmış. faruk öküz gibi bir adam, hadi erkekte güzellik aranmaz diyelim *, eğitimi temelden sıkıntılı, konuşmayı öğretmemişler, atlamışlar. bu bir ay kendini yedi, ha bugün ha yarın derken "cumartesi kesinlikle konuşuyorum" dedi. kız arabalı ekiple gece şehre inecek, bu dönüşte konuşacak. açılacak, en azından rahatlayacak.
gece yarısına kadar frp oynadık, sigara almaya çıktık, bir baktık faruk park yerinde kızı bekliyor. bekliyor ama önünde belki on kutu bira var. lise zamanları, 10 kutu ne demek! neyse kızı götüren araba yaklaştı, bu yiğidim bi hareketlendi. "dur" falan derken ayağa kalktı, bir adım attı. hörrrr diye pirinçtir, tavuktur ne varsa kustu adam. kafayı kaldırdı, tekrar kustu. kız da yanımıza gelmiş "ne oldu ya faruk iyi mi?" diyor, faruk buna bakıp tekrar kusuyor.
böylece reddedilme korkusundan, işi reddedilmeye getiremedi faruk. üniversitede de var benzer öyküleri ama onlarda ibretlik reddediliyor.