1. bu ülkede erkek olmak bildiğin ormanda yaşamaktır.

    ormanda hak hukuk aranır mı, ormanın hukuku güçtür, başkasının hakkını gasp etmektir, diğerini ezmektir, güçsüz olanı çiğneyip geçmektir. götünüz yiyor, gücünüz yetiyor, vicdanınız elveriyorsa krallar gibi yaşarsınız bu ülkede. bu ülkede belli bi servetin üzerinde servet sahibi bi allahın kulu bundan istisna değildir. ne kadar iddia ederse etsin iddiası palavradır. o duruma gelinceye kadar kesin birilerinin üzerine basmış, birilerinin hakkını gasp etmiş veya yapılan aleni haksızlığa ses çıkarmayıp üzerine düşen paydan sebeplenmiştir.

    temel olarak iki türlü erkek vardır.

    işte böyle bir ortamda, her hangi bir erkeğin hak adalet doğrultusunda, kurallara uyan, hiç bir güce eğilip bükülmeden, vicdan sahibi biri olarak yaşayıp, aile geçindirmek, çocuk yetiştirmek zorundaysa köküne kadar yarağı yediğinin resmidir.
    hayatı boyunca alçak hem de en alçak sürünmede devam edeceği garantidir. çünkü yaşamının hangi anında olursa olsun, önüne çıkan birinin sırtına basmayacak, ona haksızlık etmeyecek ve adil olmaya çalışıp vicdanı elden bırakamayacaktır.

    hele hele, toplumun eskiden kalan adetlerini devam ettiren ata erkil bir aileden geliyorsa, bu geleneklere göre evlendiyse ve yaşamını bunlara göre kurduysa, aha da sıçtı..

    o erkek ayvayı koçanıyla yedine emin olabilirsin.. hayatı boyunca üzerinde odunu yükledikçe bacaklarını iki yana ayırıp ayakta durmaya çalışan, başını sağa sola sallayan eşekler gibi debelenir durur, arada anırsa da kimse neden olduğunu bile anlamaz.
    işin kötü tarafı bu kanun, kural, nizam altında yaşamaya inanan erkekler, güçsüz, ve bazıları için "ensesine vur lokmasını al" gibi durduğundan kadınlar tarafından tercih edilmez.

    bu ülkedeki erkeklerin çoğunluğu böyledir, ülkenin asıl yükünü bunlar çeker ama kaymağını diğerleri yer.

    gelelim diğer erkeklere,

    onlar zaten bu ormanda yaşamaya uyum sağlamış her fırsatta güçlerini gösterip diğerlerini sindirme üzerine kurulu bu sistemin bütün açıklarından faydalanırlar, hırs küpü olduklarından her an birilerine haksızlık yaptıklarını, menfaat için üç kağıtçılık, yalakalık, iki yüzlülük, yalancılık, güç kullanma, kanunların açıklarından faydalanma, nasılsa af gelecek diye kanunları çiğneme, başkasını şikayet etme, kuyusunu kazma gibi daha tonlarca sayılabilecek kanuna, nizama uymayan yolları kullanmaktan çekinmediklerini görürsünüz.

    bunlar en iyi maaşları alırlar, en iyi arabalara binerler, siyasette en üst noktalara ulaşırlar, kanunların değişmesini, daha adil olmasını istiyormuş görünüp, sadece kendileri için değişeceği zamanlarda gayret sarf ederler, ağızları iyi laf yapar, iyi ve kolay yalan söylerler, yeri geldiğinde menfaati için doğaya, zavallı bir hayvana gözünü kırpmadan zarar verebilirler, bazıları ileri gidip vicdansızca karşısına çıkıp menfaatini engelleyen insanı bile ortadan kaldırmaktan çekinmez.
    bunlar en kıyak kadınları kapar ister kızın, isterseniz köpürün evrim böyle emrediyor kardeşim. elbette kadınlar onları seçecek. gerçi o kadınların seçtiği erkeklerin arasında pençesinin kuvvetini ayarlayamayan ve bazen kadınına geçiren ayılar da çıkabilir. yani o kadar kusur kadı kızında da olur.


    anlayacağınız özellikle bu ülkede iki seçenek var.
    ya düzene uyup düzen olacaksınız, ya da düzene uymayıp (adalet hayalleri kurup) düzülen olacaksınız.

    yaşamın realitesi bu valla, kızmak yok.


    bu ülke gerçekten de orman, orman olduğuna inanmayan.

    bu ülkede kanunların nasıl değiştirildiğine, siyasi partiler kanununa, sendikalar kanununa, bu ülkede kaç yıl aralıklarla af çıktığına, bu ülkedeki vergi aflarına, iskan aflarına, mali ceza aflarına bakmaları yeterlidir.


    ekleme: Bu arada, bu ülkede erkeklerin kadınlardan kat be kat daha fazla ezildiğini ve yıprandığını özellikel eklemek istedim.
    her ne kadar kimileri sadece bunun için eksilemekten dört köşe olsa da, tarafsız düşününce ülkenin bir gerçeğinin bu olduğunu anlayacak insanlar olacaktır.
    #183690 omrumun sonbaharinda | 5 yıl önce (  5 yıl önce)
    6tespit