Yaratıcıya ya da herhangi ulu amaca kurban edilecek varlıkların süslenmesi için kullanımı yaygındır. Bir gelin de olabilir bu, genç bir delikanlı da, bir küçükbaş hayvan da. Kötü ruhlardan koruyacağı düşüncesi islamiyet öncesi inanışlardan yadigar, dönüşerek günlük hayatta yer bulmuş bana göre. Yörük kadını olan Anneannem elinde kına olmadan un çuvalı açılmayacağına inanırdı. saçların kesilmesini çok yanlış bulurdu, kestirecek olsak gönül koyardı. bembeyaz olduğunda bile güzelim saçlarını kınasız hiç görmedik. Her yaz bize de mutlaka kına yakardı. Ailemin genç kadınları zamanla terketti bu geleneği, daha pratik yöntemlere doğru.
Saça yakılacak kınanın en az birkaç saat önce hazırlanması, saçta uzun bir süre bekletilmesi gerekir. Saçın rengine, istenen renge göre içine eklenecekler (soğan kabuğu-patlıcan kabuğu-pancar-hibiskus) değişir. Saçı beslemesi için ceviz dalı, böğurtlen dalı mutlaka konulur. Gizli aile tarifimizi küpte saklıyoruz.* Zahmeti çoktur ama neticesine değer. Hem saçları güçlendirir hem de Açık renk saçlar bakıra çalan bir kızıla; Kahverengi saçlar ise gölgede belli belirsiz, güneşte alev alev bir kızıla dönüşür. Ama kınalı saça şekil verilemez, perma vs. Tutmaz, üzerine boya kabul etmez. Her yıl vazgeçecek olurum ama andaç diye sanırım; saçlarımı kessem, kına yapmasam gücendiririm gibi gelir. Pamuk nenem benim..