"dindar ise sorun yok, dinci ise kötü" eksenine kaydığı zaman konu, bir taraf bir de övgüyle ayrılıyor kıyastan. bu noktada 'dindar' ile, yani mahzuru olmayanla kastedilen nedir, bu önem kazanıyor.
bir müslümanı 'dinci' değil de salt 'dindar' yapacak şey, kur'an-ı kerim'deki ayetlere uymaktan başka nedir? yani sırf kuran'a bakıyor diye bu insana 'dinci' diyebilir misiniz, diyemezsiniz. bu adam, ne güzel, 'dindar' sadece. öyle mi, öyle. peki.
kuran'dan, misal, nur suresi'nden: (lût kavmine söylüyor) "Çünkü siz, kadınları bırakıp da cinsel tatmin için erkeklere yanaşıyorsunuz. Doğrusu siz taşkın bir milletsiniz.” "Biz de onu (lût peygamberden bahsediyor) ve karısı dışındaki aile fertlerini kurtardık. Karısı geride kalanlardan (kâfirlerden) idi. Ve üzerlerine dehşetli bir yağmur (taş) yağdırdık. İşte gör günahkârların sonunun ne olduğunu!"
şimdi, zinanın cezası çok açık olmasına rağmen ("Zina eden kadın ile zina eden erkeğin her birine yüz sopa vurun" -yine harika 'nur suresi', 2.ayet), çok şaşırtıcı ama islamın kılavuzu kuran’da eşcinselliğin cezası belirtilmez. fakat sırf nur suresinin lut kavmiyle ilgili -okuduğunuz- ayetleri referans alınarak "allah’tan iyi mi bileceğiz, biz de bu şekilde taş yağdıralım o zaman" denerek insanlar recmedilir, veya yüksekçe bir yerden aşağıya atılır, çok rastlanmıyor artık, bazen de üzerlerine duvar yıkılır.
Bunlar kah kuran’da geçen ayetler, kah ayetlere uygun uygulamalar. Dolayısıyla salt ‘dindar’ın bile yanında olması gereken edimler.
E eşcinsellik böyle, ama heteroseksüel seksin, zina olması durumunda, kitapta cezası da yazıyor baya baya: "her birine yüz sopa vurun!"
şimdi soru, adam diyecek ki "kardeşim ben dinci değilim. dindarım ben. dinci olsam, kafamda sarıkla, üstümde cübbeyle gezer, camiye gitmeyenlere oruç tutmayanlara, islamın şartlarını yerine getirmeyenlere karşı herkesi örgütler, bu anlamda siyasi olarak çalışırdım. dinci bu olsa gerek. ama ben sadece kuran'a uygun yaşamak isteyen biri, dolayısıyla sadece dindarım, dindarın tanımı daha ne olabilir, ve benim kitabımda zinaya yüz sopa diyor, açın kapıları, ben karşı komşuma dalmak istiyorum. bunu yapacak Buna uygun makam istesem dinci şeriatçı diyeceksiniz, bunu da yapamıyorum, bana bir yol gösterin".
ne yapacaksınız?
bu adamı dinciden ayıran nedir? akp'li olmaması mı? süleymancı, menzilci, fetöcü olmaması mı? “hayır, sen şurada yanılıyorsun, bu adam da dinci”.
girişe neden bunu yazdığıma geldik: “… 'dindar' ile, yani mahzuru olmayanla kastedilen nedir”.
Belli ki radikal islam, şeriat, siyasal islam vs yanlısı olmaması yetmiyor, kişinin toplum huzurunu tehdit etmemesi, seveceğiniz tür bir dindar olması için, Kur’an-ı kerim’in de bazı sure veya ayetlerine uymaması gerekiyor. fakat kafanıza göre eliminasyonlarla da bu iş ‘dindarlık’ olmaktan çıkıyor.
Kabul edelim, biz dini sadece ibadeti ve itikatı dört duvar arasında yaşandığı sürece istiyor, seveceğimiz dindarı da “dinini dört duvar arasında yaşayan kişi” olarak tanımlıyoruz. Ancak Zurnanın zırt dediği yer de burada geliyor, islam, kutsal kitabına göre, dört duvar arasında yaşanıp kalması mümkün bir şey değil. Siz dinini sadece imanın altı şartı ile yaşayacak kişiler istiyor, işi “allah’a inansın, meleklere inansın, pastafaryan olup uçan spagetti canavarına inansın, ne boka inanırsa inansın, bana karışmasın” diyerek inanç eksenine tıkıştırmaya bakıyorsunuz. Sizin dindar ile kastettiğiniz, işin sadece düşünsel kısmında olan kişiler. Fakat ne “din” böyle bir şey, ne de ona inanan kişiler, yani “dindarlar” bu tanımla kapsanabiliyor.
Bu kadar niye yazdım; Ben açıkçası bunun farkında olmayanlara, bunu göstermek; yok farkında olup da söyleyemeyenlere de biraz dürüst olmalarını salık vermek istiyorum. “din denen şey cahil halkların anasını sikti” demekten bu kadar çekinmeyin. “dinci değil dindar olunca da bir bok olmuyor kardeşim” demekten de bu kadar çekinmeyin. Sadece iman tarafındaysan, bi kere sen de ‘dindar’ değilsin, çünkü senin dinin bu kadar değil, bu kadarıyla yetinmiyor. “Yok zaten fazlasını yapıyorum, fazlasını istiyorum” diyorsan, o zaman da milletin “dinci değil, ne güzel” dediği tür değilsin, ben sana ne kadar tehditsem, sen de bana tehditsin.