1. Mark ravenhill tarafından kaleme alınmış, 1996 yılında ilk kez oynanmış sistem eleştirisi olan oyun . Gerçekten cesaret isteyen sağlam bir oyun beni hayrete düşüren 4 Kasım 2009'da DOT tarafından İstanbul'da oynanmış olması yani böyle bir oyunu Türkiye'de çıkarmak göt ister saygı duydum.

    -- spoiler --

    Lulu ve Robbie markı bir kutu hazır yiyecek yemesi için ikna etmeye çalışır mark bunu yemek istemez.
    Hali yoktur yorgun ve halinden mutsuzdur gitmek ister Robbie ve lulu onu konuşturmaya tanıştıkları ilk zamanları anlatmasını ister.

    Alıntıdır;
    "Mevsimlerden yazdı. Süpermarketteydim.
    Hava sıcaktı ve ter içindeydim. Nem vardı. Ve
    alışveriş yapan şu çifti izliyordum. Sizi
    izliyordum. Ve ikiniz de gülümsüyordunuz.
    Beni gördünüz ve o an hemen size sahip
    olacağımı anladınız. Seçeneğiniz olmadığını
    biliyordunuz. Kontrol edemezdiniz. Ve şu herif
    yanıma yaklaştı. Şişman bir herifti. Şişman,
    kıllı ve likralar içinde ve dedi ki:
    Yoğurdun arda duran ikiliyi görüyor musun?
    Onlar benim dedi şişman herif. Onların
    sahibiyim. Ama onları istemiyorum. Neden
    biliyor musun? Çünkü onlar çöp. Onlar çöp ve
    onlardan nefret ediyorum. Satın almak mı
    istiyorsun? Ne kadar? Onlar gibi çöpler kaç
    para eder. Diyelim ki... Yirmi. Evet, bir
    yirmiliğe senin olurlar.
    Ve anlaşmayı yaptım. Parayı uzattım. Ve sizi
    kaptım.
    Size bir açıklama yapmak zorunda değildim
    çünkü zaten biliyordunuz. Adamla yaptığım
    alış verişi gördünüz."
    (Hülasa: bu kısıma kadar üçlü fakir bir durumda ve hazır makarna yiyerek anca hayatlarını idame ettiriyor. Markın lulu ve Robbie ile tanışması olayı ise zamanında yaşlı şişman paralı bir piçin kullandıktan sonra bu ikiliden sıkılıp marka yamaması . günümüz tüketim toplumundada insanların parası malı mülkü için kendini birilerine pazarlamasını anımsatıyor bu kısım bana.)
    Sonrasında mark terapi görmek için ayrılıyor ve kendini tanımak için arayışa giriyor bu sırada lulu ve Robbie kendi başlarının çaresine bakmak için marketten yiyecek vs çalıyor . Lulu iş arayışına girip brian'la tanışır ve torbacılığa başlar . Daha sonra lulu tartışma yüzünden işinden kovulmuş olan robbie'ye işi anlatır ve beraber ekstazi satmaya başlarlar Robbie işi eline yüzüne bulaştırır ve elindeki malların bir kısmını dağıtır kullanır kalanınıda darp edip elinden alırlar .
    Durumu açıklamak için gittikleri mafyavari Brian ikiliye ders vermek ister ve hayatı kendi perspektifinden anlatır .
    Alıntıdır:
    "Tabi şimdi bir şey bilmiyor. Ama
    büyüdüğünde, günahın ne olduğunu
    öğrendiğinde, tüm bunları öğrendiğinde, o
    zaman Tanrıya teşekkür edecek, öyle değil mi?
    Bu küçük parça saflık için.
    Lulu: Harika bir şey, değil mi?
    Robbie: Evet. Evet. Gerçekten harika.
    Lulu: Hiç çaba sarf etmeden çalıyor gibi.
    Brain: Ama çaba var.
    Lulu: Elbette.
    Brian: Bunun arkasındaki tek şey çabalıyor
    olması.
    Lulu: Sürekli çalışmak zorundalar, değil mi?
    Brian: Onun çabası-evet.
    Lulu: Böyle bir şey için-saatlerce.
    Brian: Onun çabası -elbette- ama aynı
    zamanda benim çabam.
    Lulu: Tabi ki.
    Brian: Çünkü günün sonunda, son kertede,
    güzelliğin, Tanrının, cennetin ardındakileri
    çıkar ve geriye ne kalıyor? (Robbie'ye) oğlum
    sana soruyorum.
    Robbie: Şey-
    Brian: Hadi oğlum.
    Robbie: Şey-
    Brian: Soruya cevap ver. Robbie: Şey- bir
    baba.
    Brian: Nasıl?
    Robbie: Yani bir baban olmadan bunlara sahip
    olamazsın.
    Brian: Hayır. Hayır. Yeniden düşün. Yeniden
    dene.
    Robbie: Şey ben-
    Brian: Düşün.
    Robbie: Hayır.
    Brian: Hayır, hayır. Bu yeterli değil- hayır.
    Güzelliğin, Tanrının, cennetin arkasında-
    Lulu: Canım...?
    Robbie: Para.
    Brian: Evet. Güzel. Harika. Para. Seni biraz
    hırpalamak gerekiyor, değil mi oğlum? Evet.
    Ama bizi de hırpaladılar. Yatılı okul parası,
    üniformalar, aletler, müzik, kayak. İşte bu
    yüzden işleri takip ederken katı davranıyorum,
    anladınız mı? Bu yüzden para akışını devam
    ettirmek zorundayım, anladınız mı? İşte bu
    yüzden insanların beni SİKMESİNE İZİN
    VEREMEM. Anladınız mı?"
    Brian , lulu ve Robbie'yi ,tehtit edip parayı ödemeleri için onlara süre verir . İkili parayı toparlamak için . Telefondan tanımadıkları insanlarla randevulaşmaya başlarlar .
    Bu sırada mark garry ile tanışır ve ondan hoşlanır. Garry 14 yaşında fahişelik yapan bir erkek çocuğudur ve geçmişte yaşadığı travmalar yüzünden sevgisini yitirmiştir aklındaki tek şey onu becerebilecek parası olan ona sahip olacak istediği zaman onu biryerden alacak ona sert davranacak biridir.
    Alıntıdır:
    "Gary: Beni seviyor musun? Öyle mi? Aşk mı?
    Mark: Bilmiyorum. Bunu nasıl tanımlarsın?
    Evet, fiziksel bir şey var. Bir tür istek, ki o aşk
    değil, değil mi? Hayır, o şey, arzu. Ama sonra,
    galiba evet bir tür yakınlaşma var. O da var. Ki
    bu da senle olmak istediğim anlamına gelir.
    Şimdi, burada sen benimleyken, kendimi insan
    gibi hissediyorum ve sen yokken, bunu daha az
    hissediyorum.
    Gary: Yani bu aşk mı?
    Ne kast ettiğini söyle.
    Mark: Evet.
    Seni seviyorum.
    Gary: Anladım.
    Mark: Ama şu anda yapmak istediğim şey-ki
    bunu söylediğim muhtemelen aptalca -şimdi
    yapmak istediğim şey karşılıklı bir ilişki
    kurmak, saygının olduğu ve birbirimizin
    ihtiyaçlarını anladığımız bir ilişki.
    Gary: Ben bir şey hissetmedim.
    Mark: Hayır mı?
    Gary: Beni öptüğünde. Hiçbir şey
    hissetmedim.
    Mark: Anlıyorum.
    Gary: Ki bu beni güçlü yapar, öyle değil mi?
    Bu yüzden sana anlatacağım. Peşinde olduğum
    şey sen değilsin. Öyle istemiyorum.
    Mark: Ama zamanla...
    Gary: Hayır.
    Mark: Bak, gerçekten hiç sevilmediysen-
    Gary: Ben aşkın peşinde değilim. Bana sahip
    olunsun istiyorum. birisi benle ilgilensin
    istiyorum. Ve beni siksin istiyorum. Gerçekten
    siksin. Öyle değil, onun gibi değil. Ve, evet,
    acıyacak. Ama güzel bir acı.
    Mark: Ama seçeneğin olsaydı.
    Gary: O zaman seni seçmezdim. Beni alıp
    götürsün istiyorum. Beni anlayan biri.
    Mark: Hiç kimse yok.
    Gary: Sen öyle hissetmiyorsun diye, hiç kimse
    mi öyle hissetmiyor sanıyorsun? Bunu
    anlayabilen yüzlerce insan var. Ve biri bunu
    yapacak. Ve ben şimdi gidiyorum.
    Mark: Kal, lütfen. Lütfen, ben...
    Gary: Annem hakkında söylediğim şey de
    doğru değildi. Onun beni öpmesine izin
    vermem. O fahişenin teki. Sen şimdi evine git.
    Nereye aitsen oraya dön.
    Mark: Senle kalmak istiyorum.
    Bana bir gün ver, tamam mı? Bir gün daha?
    Gary: Benle vakit kaybetme.
    Mark: bak sen... Bak, evet. Benle eve gel.
    Gary: Ne için? Ben bir hiçim.
    Mark: Sana nerede, kimle yaşadığımı
    göstereyim.
    Gary: Sen acınacak durumdasın.
    Mark: Bir gün daha. Bir gün daha ver.
    Gary: Beni eve götürüp, sikecek misin?
    Tamam, o zaman. Bir gün daha. Beni eve
    götür.
    Mark: Aletimi em.
    Gary: Beni eve götürüyor musun?
    Mark: Şimdi aletimi em. Sonra eve götürürüm
    seni.
    Gary: Güvenlik kamerası var.
    Mark: Fark etmez.
    Gary: Tüm bunlar benim için mi? On dört.
    Yanlış anlamışsın. Ben on dört yaşındayım."

    Mark Gary'i eve götürür lulu ve Robbie ile tanıştırır konuşma ilerler ve Gary'i karanlık geçmişini anlatması için ikna ederler. Gary üvey
    Babası tarafından tecavüze uğramış ve kullanıp atılmıştır ve üvey babası olan adam aynı zamanda lulu ve Robbie'yi mark'a saran şişman adamdır .
    Hülasa: bu kısım sosyal ilişkilerde sistemin alt üst ettiği insanların bir nevi bunu kanıksadığını ve düzgün bakamayacak durumda olduğunu anlatıyor. Şu olaylar başka bir perspektiften günümüz ilişkilerini boktan sistemini okadar iyi anlatıyor ki ...

    -- spoiler --

    Çıkarılacak çok dersler olan günümüz ilişkilerini çürümüş mide bulandıran sistemini çok iyi tasfir eden bir oyun.
    #181615 isthatnotokey | 5 yıl önce
    0tiyatro oyunu