hem çok güzel, hem berbat bir şehirdir.
çok seviyorum diyeni de anlarım, hakkında sokmalı çıkarmalı yorum yapanları da.
şehir çok büyük ve çok kalabalık olmasına rağmen %45'i tamamen ormanla kaplıdır.
şehrin her yerinden uludağı görürsünüz, ki şehir dağın eteğinden ovaya doğru yayılmıştır.
aynı zamanda iki tarafı mudanya ve gemlik olmak üzere denizle çevrilidir.
öyle ankara gibi, istanbul gibi koca koca gökdelenler yoktur bursa'nın her yerinde. varsa yoksa tek semtte üç beş tane.
ulaşımı, havası, trafiği rahattır büyüklüğüne göre.
şimdi bunlar güzel kısımları.
ancak iki büyük sanayi bölgesi sebebiyle istanbuldan sonra en çok göç alan şehirdir.
göç sebebi sanayi bölgesi olduğundan, genelde doğudan ve işçi kesim göçer buraya.
bu da buradaki toplumu ve ''bursa insanı'' kavramını tamamen etkiledi hep. hatta acaba bursa'da tamamen bursalı olan kaç kişi kaldı acaba?
istanbul'a çok yakın olduğundan, ulaşım 20 dakikalara kadar düşürülmüştür iki şehir arası. uçakla, helikopterle 100 liraya 10 dakikada bursa-istanbul yapabiliyorsunuz. deniz otobüsüyle de 1 buçuk saat kadar sürüyor.
bu yüzden de istanbulun taşını toprağını sikip bitiren iş adamlarımız, müteahhitlerimiz artık buraya el atmaya başlamıştır.
yani güzel sayılan güzelliği de günden günde eritilmektedir.
velhasıl kelam güzel ama boktan şehirdir bursa.
taşı toprağı, doğası mükemmel, insanı yobaz şehirdir.