1. buradaki insanların bu kasıntı, kendilerini bile boğdukları, sıktıkları, bağladıkları ruh haline, neredeyse bilgiyi tanrı haline getirip tapınmaya başladıkları sıkıntılı durumlarırına gülmekten ölüyorum. takip etmesi eğlenceli.

    yahu arkadaş burası akademik bir mecra mı? yani yazdıklarınıza yapılan akademik atıflarmı olacak? nedir yani?

    tamam kendinize göre bir tavrınız var, tamam bazı uyduruk şeylerin burada yazılmasını, sizin yazdıklarınızla aynı kefeye konmasını istemiyorsunuz, tamam siz çok acayipsiniz, siz uçar, siz kaçarsınız, tek elinizle sözlüğe başlık açıp, bilgi girerkene, diğer elinizle günlük işlerinize devam eder, o arada gözünüzle günlük gazete makalelerini okursunuz. bilgi böööyle paçalarınızdan akar.

    iyi de kardeşim ne işe yarıyacak. sizin yazdığınız bilgiyi, aynı sizin yazdığınız gibi doğru diğer bilgilerden ayıran ne?
    yani şunu kastediyorum kardeşim. ben neden senin (örneğin "taksim anıtı hakkında") yazdığını okuyayım başka yerde olanları bırakıp? özellikle de aynıysa ve bir çok kitapta yer aldığı gibi verdiğin bilgiyi kitabi bir dille veriyorsan neden seninkini okuyayım?.

    şimdi bu yazdıklarımı yanlış anlayacak buradaki çoğunluk. valla siz bilirsiniz o sizin anlayışınıza bağlı. ben sizi aşağılayacak, hakaret edecek olsaydım, hiç gaz kesmez bodoslama dalar, buraya da yazardım emin olun.

    kardeşim ben buraya yazmaya değil bir şeyler okumaya girmiş sıradan biri olarak söylüyorum. daha önceki yazdıklarımdan birinde söylemişimdir kesin (benim derdim yazarken kafamı dağıtmak sadece diye), benim sizin gibi bir iddiam hiç olmadı ki.
    anladığım kadarıyla buradaki çoğunluk, hep bir şeyler verme derdiyle yazıp duruyor, kimse okumadıktan sonra veya okumaya kalktığında, aynı kitaptaki havayı hissedecekse, dünyadaki onca kitap nasıl insanların çoğunluğunu kendine çekip çok fazla bir şey veremediyse, siz de hiç bir şey veremezsiniz.

    son bir örnek verip sadece içimi dökme aktivitesini sonlandırıcam;
    diyelim tarihsel bir olay hakkında bilgi verme derdindesiniz, yazıyorsunuz, fularınızı taktınız ve başladınız döktürmeye, ohff be kardeşim bir yazıyorsunuz ki, bilgi deryası resmen, bir çok kitapta yer almayan kendi bilgi dağarcığınızdan da bilgi ekliyorsunuz, ben geliyorum yazdıklarınızın ilk paragrafını okuyorum, aynı kitap gibi, akademisyen değilim, tarih öğrencisi değilim (akademisyen olup buradaki bilgiye kaldıysam hemen siktiretsinler beni okuldan zaten) sıradan bi vatandaşım yahu, harbiden "ne olmuş bu tarihi olay" diyorum kendi kendime ama karşımda, yazılanı, kitap gibi insanı sıkan ruhunu buran şekliyle görünce zamanında okulda aynı konudan sıkılıp bıraktığım ve uzaklaştığım geliyor aklıma, yarım bırakıyorum okumayı. hemen diğer tarihi yazılana atlıyorum, aha bir bakıyorum, adam kitabi dili bırakmış hatta güncel argo da katarak o dönemin tarihsel kişiliklerine almış vermiş, ama bırakamıyorum, dedikodu gibi abicim, içime işliyor sanki okudukça, sangi o dönemin bbg'sini izliyormuşum gibi. sonuna kadar okuyorum..

    bu kadar kasmayın yaa. tamam inci sözlük gibi içine de sıçmayın, ama yapmayın etmeyin, yazarken bu kadar kasarsanız kendinizden başka kimseye okutamazsınız. yazdıklarınız tarihin tozlu raflarına gömülen kitaplar gibi, tozların altında kaybolur gider.

    yani anlayacağınız, belki uzaktan gazel okumak gibi, haddini bilmeden fikir yürütmek gibi bir şeyler karaladım..

    aha da bu ortaya bırakıyorum, alan alsın, kim ne tarafından istiyorsa öyle anlasın..
    #181342 omrumun sonbaharinda | 5 yıl önce
    0web sitesi