ben 4 sene kaldım ama benim ev arkadaşım ablam olduğundan, pek fazla şey yetişmiyordu. ilk iki sene yaşadığımız evde uçan hamam böcekleri, son iki sene oturduğumuz evde ise geceleri mutfağın zeminini tamamen kaplayan kalorifer böcekleri vardı. ama onların hepsi izmir ilindeki eski evlerin demirbaşları zaten. bizim bir katkımız olmadı.
benim ilk oturduğum evin anlatmaya değer farklı bir özelliği vardı. üniversiteye benden bir sene önce başlayan ablam, o evde 4 kız arkadaşıyla oturuyordu. 8 daireli apartmanın 5 dairesinde 5'er tane olmak üzere 25 tane kız öğrenci vardı.
ikinci sene, fazla masraf olmasın diye aynı ilde okumaya karar verdiğimde, aynı binada oturan ev sahibinden bir daireyi bize vermesini istedik. adam önce binada bir sürü kız var olmaz dedi. sonra beni görünce evi bize verdi. hayır üzülsem mi sevinsem mi bilemedim.
düşün lan, üniversiteye başlıyorsun, kız yurdu gibi bir binaya taşınıyorsun, alt katında 4 dairede en az 20 kız var. o nedenle oraya kabul edilme sebebim üzerinde düşünmeyerek olayın tadını çıkartmak istedim. ve sevindim. sevinmez olaydım.
brother zone diye bişi varmış. ablam bir senedir orada olduğundan, tüm kızların kardeşi oldum ben. yanımdan geçerken makas alan mı istersin, bakkala ekmek almaya gönderen mi? ne ararsan var.
iki sene geçirdim orada. alıştım küçük kardeş olmaya. zaten öyleydim de, 30 tane ablam olmamıştı. o da oldu.
sonra, bornova'ya taşındım. yine ablamla elbet. üstümüzde park, altımızda kışla, karşımızda kız meslek lisesi.