bugün tam iftar sofrasındayken günlük a haber dozumu alıyordum. yanlış anlaşılmasın (zaten nickimi gören ne anlaması gerektiğii anlar da) bahsi geçen haberlere vs inandığım için değil de, kinimi diri tutabilmek için ara ara a haber ve türevi kanalları izlerim. çünkü (her ne kadar kendisine çok kırgın olsam da) son cumhurbaşkanı adayım muharrem ince'nin de dediği gibi "elbet bir gün..." gidecek bu insanlar. bunların gidişlerinin öyle sırf seçim kaybedip tarih sahnesinden çekilme şeklinde olacağını düşünmüyorum. iktidarı seçimle kaybedecekler ama çok şey daha kaybedecekler ve en önemlisi tarih ve millet önünde itibarlarını da kaybedecekler diye düşünüyorum. düşünmek suç olmadığı için de bunu özgürce yazabiliyorum(!) bakın tek partili dönemde olsa yazamazdım çünkü beni en iyi ihtimalle fişlerler ve devlet dairelerinde işe almazlar vs kötü ihtimalle silivri zindanlarında çükümden tavana asarlardı... neyse, demem şu ki: sayın cb'nin söylediklerinden anladığım kadarıyla, covid-19 denilen virüsün neden olduğu bu salgın hastalık türkiye'den bıkıp ayrılmış anlaşılan. tabi hafta sonları dışarı çıkamıyor, yapacak bir şey yok, sabah akşam ezan bitiyor sela sela bitiyor allahümme seyyidinalar susmuyor, sıkıldı zaar garibim.
üniversite sınavları erkene alındı, şu süreçteki öğrenci psikolojisi hiç düşünülmeden yapılan bir hareketti ve turizm sektörü için ülkenin geleceğini feda ettiler (bunu birçok kez yaptılar da, bu jenerasyonu da feda ettiler). bedelini er ya da geç öderler diye umuyorum. ummak da suç değil. üniversiteler de eğitim öğretime devam edecekmiş. tüm üniversiteler için kesin rakamlarla konuşamam ama, mezunu olduğum atatürk üniversitesi'nin örgün eğitim-öğretim alan öğrenci sayısı 100 binden fazla idi. ülkenin her köşesinden 100 bin öğrencinin sırf sınavlar için bile gelip en az 2 hafta geçireceği ve sosyal mesafeyi yok edeceği bu süreçten sonra gel 2. dalga gel diyeceğiz herhalde esmeray gibi... tabi ki bu bir temenni değil, ancak olsa olsa görünen köy kılavuzu olur...
berberler kuaförler açılıyor. şimdi burda şöyle bir şey var: en yakın arkadaşlarımdan birinin babası erkek kuaförü. bu adam ne yesin ne içsin diye düşünülebilir, evet. işte tam da bu yüzden devlet yok mu zaten ve bu insan yıllarrca vergi ödemedi mi? sen vatandaşını böylesi bir durumda 3 ay dükkanını kapattırım asgari geçim standartlarını sağlayamıyorsan sen neden varsın demezler mi adama? amk cehape zihniyeti işte! berberden bulaşmazsa hiçbir yerden bulaşmaz ayrıca u amk virüsü. ha virüs gitmişti değil mi ülkemizi sıkıcı bulup.
turizm sezonu için halk sağlığı ve o fedakar cefakar sağlık çalışanlarımızın tüm emekleri feda edildi diye düşünüyorum. aksini temellendire temellendire anlatacak bir arkadaş varsa dinler ve mantıklı bulursam editler özür dilerim. ayrıca bu süreçte ülkemize gelecek veya ülkemiz gibi "normale dönen" ülkelere turist olarak gidecek insanların da aklına sokayım afedersiniz.
avm'ler... zaten kangrene dönüşmüş ekonomiyi ayakta tutmak maksatlı olduğu mutlak belli bir hamleyle avm'ler açılıyor. ulan resmen "ölen ölür kalan sağlar bizimdir" politikası güdüyoruz. camiler kapalıyken avm'lerin açılması, üstelik bunun radikal islamcı iktidar tarafından icra edilmesi de fazlasıyla manidar! demek ki neymiş, ibadet evde de edilirmiş ama ekonomi evden ayakta kalmazmış. göğe avuç açıp karnını doyuramıyormuşsunuz demek "tebaanızın".
sona adliye hizmetlerini koydum kendi alanımla da alakalı olduğu için:
sen 2 aydır adalet mekanizmasını durdur, hiçbir işlem yürümesin virüs nedeniyle, tam işler iyiye gitmeye başlıyor denilen noktada sorumsuzca ülkenin her şehrinin en çok insan sirkülasyonunun olduğu ve olabileceği yerleri olan adliyedeki faaliyetleri tekrar başlat... bilemiyorum altan. 2 aydır avukatlar ne yedi nasıl geçindi, iş gelmiyor davalar devam etmiyor, serbest meslek yürüten avukatlar bu süreçten nasıl etkilendi diye sorma, tüm masraflar devam etsin girdi yok çıktı çok olsun. sen de süslü cümlelerle laylaylom önlemler aldığını öne sür, devlet bankalarından kredi falan veriyoz de, cmk ve adli yardım ödemeleri için şu tarihlerde yapılacak diye es gürle, verdiğin vaadleri sanki lütufmuş gibi anlatırken zaten o ödemelerin normalde de o tarihlerde yapıldığından bihaber insanlar da he ya doğru bak iyi oluyor diye icraat yapıyorsunuz sansınlar... sonra yakın bi tarihte avukatlık kanunu ile ilgili taslak madde öne sürün, kamuoyu yoklaması yapın kendi partili avukatlarınız bile bu taslağa karşı reaksiyon gösterince hoopp r yapıp böyle bir taslak gündemimizde yok, şer odakları neden böyle bir şey ortaya çıkardı ki durduk yere tarzında açıklama yapın... hiçbir şeyiniz samimi değil hiçbir şeyiniz.
entry amacından sapıyor gibi durdu ama, öyle değil. abi süreci iyi yönettiler diyen varsa onun da aklından şüphe ederim. talimatla virüs bitiren salgın yenen tek ülke olacağız sanırım dünyada... temenni değil ama, bu yapılacaklardan sonra 2. dalga çok canımızı yakacak gibi duruyor. bakalım ne olacak. italya gibi amerika gibi hastanelerdeki yoğun bakım ünitelerinin önünde, sokaklarda ölüler bulmaya başlarsak bunun tek bir faili vardır, onu da tarih elbet yazacaktır. toplum olarak en büyük şanssızlığımız ......(otosansür)...... vatanpervermiş gibi göründüğü bir manipülasyon çağında yaşıyoruz.
hayırlısı bakalım.
edit: özelden vatana ihanet suçlaması yapan sözde vatansever arkadaş ve onun gibi düşünen başkaları varsa diye kısa bir not:
eğer gugıl amcanıza sormadan bana 2 cümleyle vatan ve vatana ihanet tanımı yapabilirseniz bu entry'yi silerim. özür dilerim. samimiyseniz kendinizi gugıl olmadan ifade edin, ben de samimi bir şekilde bu entryyi sileyim.