türk edebiyatında bektaşi fıkralarının çok özel bir yeri vardır. bektaşi fıkraları genellikle yobazlık, bağnazlık, tutuculuk, eşitsizlik gibi durumlarla ilgili hicivler içerir.
örnek:
avcı sultan mehmet bir gün adamlarıyla beraber akşama kadar bir keklik bile vuramaz. bunun sebebini de sabahleyin gördüğü bir dervişin uğursuzluğuna bağlar. solaklara seslenir. saraydan çıkarken sivri külahlı, sırtı kambur birinin önünden geçtiğini söyler ve hemen bu adamı bulmaları emrini verir. tarife göre bektaşi babalarından ayyaş hamza baba'yı yaka paça huzura getirirler.
sultan:
- bre uğursuz! bugün sabahleyin karşıma çıktın. bu yüzden akşama kadar bir ava rastlayamadım. bu ne uğursuzluktur! vurun kellesini!
bektaşi bakar ki kelle elden gidiyor. son bir dileğini açıklamak için söz alır:
- a devletlum siz beni gördünüz bir keklik vuramadınız. ama insaf ediniz, benim de bugün ilk gördüğüm sizdiniz ve kellemi kaybediyorum. söyleyin, uğursuzluk hangimizde?