Dostoyevski' nin tek siyasi romanı olarak addedilen, toplum ve birey psikolojisini köklerine kadar irdelediği ve bir dönemin toplumsal zemindeki değişimlerini, insanın düşünsel karmaşasını anlatan bir başyapıt.
Nihilizm'e karşı ciddi bir eleştirisi olduğu aşikar olmakla beraber; dosto'nun, ömrünün son yıllarındaki muhafazakarlığını da empoze etmeye çalışır okurlarına aynı zamanda. Turgenyev'e de göndermeleri tüm çıplaklığıyla ortadadır fakat daha anlamlandırarak okuyabilmek için Nietsche'nin akımlaştırdığı bu düşünce sistemini araştırmak gerekir.