1. Bu kavramla topluca sorunumuz var. Her ilişkide bir arıza yaratıyor da ben hususi olarak aşk ilişkilerinden bahsetmek istiyorum.
    Çünkü benim gördüğüm genel algı şu: ne kadar benim çizdiğim sınırlarda yaşıyorsa o kadar sadakat gösteriyordur.

    İnsan ne zaman aldatmış olur? Bunun ölçütü her ilişkide aynı mıdır? Aldatmak sadece üçüncü kişiyle yaşanan fiziksel bir durum mudur ? Yoksa daha soyut bir kavram mıdır? Örneğin çocuk sahibi olmaya çok istekli duran ve sorumluluk alacağına dair güven veren babaların çocuklar doğduktan sonra tüm sorumluluğu çalışan anneye yıkması bir çeşit aldatmak değil midir?
    Ya da taraflardan birinin karşı cins arkadaşıyla alkol alınan bir buluşma gerçekleştirmesi sadakatsiz bir tutum mudur?

    Eveet önden sorularla girizgah yapmak istedim ama benim gördüğüm biz sadakatten zerre bir şey anlamamışız. Evet her ilişki kendi içinde değerlendirilir ama bazı bariz şeyler de var. Örneğin verilen sözün tutulmaması. Bunu akşam hani sinemaya gidecektik olarak değerlendirmeyin. Uzun vadeli planlara yönelik şeyler daha çok. Yani tarafların birbirine güvenerek giriştiği geleceğe yönelik şeyler. birlikte bir evi paylaşırken gösterilen sorumsuzluk olabilir, bazen tarafların evlendikten sonra birbirine olan ilgisinin fark edilir ölçüde değişmesi olabilir, yukarıdaki örnekteki gibi çocuklu bir çift olabilir. Olabilir de olabilir. Bunlar da bir çeşit sadakatsizlik bence.
    Kaldı ki ‘seni seviyorum’ demenin bile bir ağırlığı var. Bence bu duyguyu dile getirmek bunun getirdiği sorumluluğun istendiğini söylemektir karşıdakine. Yoksa kendi kendimize de severiz, dile getirilse ne getirilmese ne. Fakat ilişkilerde sadakat mevzusu öyle komik olaylar üzerinden ölçülüp tartışılıyor ki. Bir kere yaygın hata şu. Karşıdakine sınır çizip o sınır içinde kalmasını beklemek. Yani arkadaşlarına yerli yersiz müdahale etmek olabilir, her koşul ve şartta giriş çıkış saatini sorun etmek olabilir. Kısacası evi devlet yurduna çevirmek olabilir. Zaten böyle yapa yapa karşımızdakine bize olan sadakatini gösterecek alan tanımıyoruz. E sevgilimizin etrafında dişi/erkek kuş uçurtmuyoruz ki fırsatı varken nasıl davranıyor bilelim?

    Karşımızdaki insan bizi neden aldatmıyor? Aldatacak koşullara sahip olmadığı için mi? karakterinden mi ?
    Yakalanmaktan korktuğu için mi ?
    bizimle kurduğu empati duygusundan mı ?
    gerçekten bizi partner olarak tek görecek kadar sevdiği ve istediği için mi ?

    Bir seminerde Karşı cinsle içilen iki kadeh eşler arasında ciddi tartışmalara yol açıyor diye dinlemiştim. Ona ne şüphe. Sadece evlilikte değil diğer ilişkilerde de böyle durum. Gerçekten sizi aldatması iki kadehe bağlı adamları/kadınları sürekli denetleyerek bu ilişkiyi sürdürmek istiyor musunuz ? Bu demek değil ki herkes kafasına göre yaşasın ilişkide. Bence burada şöyle küçük bir nüans var. İnsan bir ilişkideyken tek başına yaşar gibi değil partnerinin hayatındaki varlığını gözeterek yaşamalı. Ama partnerinin çizdiği sınırlar içine girmeye çalışmakla onun varlığını gözeterek yaşamak çok farklı şeyler. Siz birbirinize ne kadar uzakta olursanız olun ne yaşarsanız yaşayın birlikte o anın bir başka yaşanacağını, özlemi hissettiriyorsanız nerede ne yapıyor diye düşünmeye zaten gerek kalmaz.

    Taraflar arasında birbirlerine bu kadar müdahale etmelerine yer bırakmayacak kadar iletişimin güçlü olmasını sağlayan bir dostluk olmalı. Bu kişisel alanın anasını ağlatma olayını kendimize mi karşımızdakine mi artık neye olan güvensizliğimizden yapıyorsak hiçbir işe yaramıyor zaten. Yalan söylemek çok zor değil.
    #175667 pretending | 5 yıl önce
    0genel terim