vakti zamanında ispanyol sömürgecilerin içine ettiği ülkedir. peru, mekisika'yı sömürgeleştiren moctezuma cortes denen zatın akrabası olan franciso pizzaro tarafından sömürgeleştirilmiştir. pizzaro, inkaların peru'daki iç savaşından faydalandı. savaşın taraflarından birini temsil eden inka kralı atahualpa'yla bi görüşme tertipledi. böylelikle ispanyol askerleriyle beraber ülkenin içine kadar sızmış oldu. ispanyollar, atahualpa'ya hıristyanlığa geçmeyi teklif ettiler ve papa'nın latin amerika'nın bu kısmını ispanyollara tahsis etmiş olması (!) sebebiyle peru'yu haraca bağlamak istediler. atahualpa'nın şöyle cevap verdiği söylenir:
hiç kimsenin egemenliği altında olamam... sözünü ettiğiniz papaya gelince, kendisine ait olmayan toprakları başkasına vermekten söz ettiğine göre deli olması gerekir. benim inancıma gelince, onu degiştitecek değilim. dediğinize göre, sizin tanrınız, onu yaratan aynı adam tarafından öldürülmüş. ama benim tanrım hâlâ cennette yaşıyor ve çocuklarını izliyor.
ve kendisine verilmiş olan incil'i yere fırlatır. olaylar gelişir... nihayetinde esir düşer ve ispanyollar tarafından istismar edilir; atahualpa, ispanyolların altına olan "garip takıntılarını" dikkate alarak onları altınla satın alabileceğini zannediyordu ve altın toplatıyordu ama bu onu idamdan kurtarmadı. direkte yakılmak üzere şehir meydanına getirildi; burada "belki vaftiz olup da hıristyan olursam yakmazlar" umidiyle hıristyan olmak istediğini söyledi. haklıydı. vaftiz edildikten sonra pizzaro yakılmak yerine boğularak öldürülmesini emretmiş. pizzaro daha sonra atahualpa'nın kardeşini tahta koyma, bi başka inka liderini de diri diri yakma, 15 yaşındaki bir yerli kızdan çocuk yapmaya da fırsat bulabilmişti. altın yağmalama, kölelik yasallaşmıştı; uymayanların karıları ve çocukları esir edilebilir ve mallarina el konulabilirdi. beri yandan 1572'de son inka imparatoru tupac amaru'nun öldürülmesine kadar inka direnişi bütünüyle sönmüş değildi. neticesinde inka imparatorluğu'nda hayat -en hafif tabiriyle- çekilmez olmuştu.