1. hiç denemediğim bir aktivite. neden denemedim? izah edeyim. ben şahsen "elimi kaldırdığım toplu taşıma aracı durmaz da rezil olurum..." düşüncesiyle üniversite hayatı boyunca pek çok derse geç kalmış insanım. çünkü, benim doğduğum şehirde durakta insan var ise otobüs dururdu. şehir küçük, hani aynı duraktan otuz ayrı yere otobüs gitmiyor. ama izmir öyle değilmiş. el kaldırman gerekiyormuş. ve o el kaldırdığın araçlar bazen durmuyorlar. akabinde sen o utançla yaşamak zorunda kalıyorsun. akıl alır gibi değil. işte o nedenle otobüslere falan hep başkası el kaldırdığı için binebildim. bazen de binemedim, yürüdüm.

    şimdi sen bu modeli al, otostop yaparken hayal et. edilmiyor di mi?

    lakin konuya tamamen uzak değilim. çünkü işim gereği yollardayken, ya da tek başıma kendi aracımla bir yere giderken, çok sayıda otostopçu almışlığım var. düşününce aslında biraz deli cesareti. çünkü dört kişi bile aldığım oldu. hayır yani neyine güveniyorsun? silah mı var üstünde? en azından bir sopa? uzak doğu sporlarına mı hakimsin? koşman gerekse otuz saniye sonra kalp krizi mi geçirmeyeceksin? yok valla. hiçbiri yok. bilmiyorum o güvenin sebebini. ama aldım bir sürü insanı.

    ha araba yanımda aileden birisi varsa asla almadım. niye? çünkü güvenmiyorum. aile fertlerini korumaya meyilliyim. kendimi korumaya ise sıfır meyildeyim.

    işin garip yanı, aldığım otostopçuların çoğu erkek. ya da çift. hiçbir zaman kadın bir otostopçuya durmadım. neden? çünkü yanlış anlaşılmak istemedim. nitekim aynı iş merkezinde çalışıp asansör'de "merhaba, günaydın!" falan dediğimde "bana mı yürüyor?" diye düşünenler olduğuna denk geldim. tek başıma yol aldığım bir seyahatte tek başına otostop çeken bir kadını almak bu düşünceyle bana uygun gelmedi. ha sapık mıyım? manyak mıyım? değilim tabi. ama karşımdakinin bir an bile bu şekilde düşünecek olmasından rahatsızlık duydum.

    şimdi bazen düşünüyorum, belki de o tek başına bekleyen kadınlar yemdi. durduğun an arabaya bir sürü adam doluşacaktı. hatta döve döve arabadan indirip, arabayı alıp gideceklerdi. bunlar hep fazla film izlemenin sonuçları işte... lakin yolda birini gördüğümde bu düşünceler hiç aklıma gelmedi.

    bazen parça parça aldım. misal 5 km arayla birini daha alıyorum falan. araba komple doluyor. sonra herkesi tek tek bırakıyorum. bazen yolumu uzatıyorum, bazen değiştiriyorum. sor bir neden diye? bilmiyorum.

    bazen de aslında otostop çekmeyen birilerini alasım geliyor. ama insanlar yanlış anlar diye sormuyorum. misal geçenlerde bir aile gördüm. adamın kucağında bebek. kadının elinde 3-4 yaşlarında bir kızan. durayım, nereye gidiyorsunuz diye sorayım istedim. sonra vazgeçtim. çünkü insanlar güvenmiyorlar. şimdi bana da birisi yolda giderken öyle sorsa, kıllanırım.

    bazen de elinde market poşetleriyle zorla yürümeye çalışan teyzeler görüyorum. otostop kelimesinin anlamını bile bildiklerini sanmıyorum. onları da alasım geliyor. şimdi teyzenin birinden çantayla dayak yerim korkusuyla soramıyorum bile.

    sanıyorum bende bir tuhaflık var. bilemedim.

    otostop değişik bir hadise. ama cidden cesaret işi. manyaklığın bu denli yayıldığı günümüzde, her iki taraf için de rahat bir eylem değil.

    konuyla ilgili son tespitim ise şu. bazen aldığınız insan cidden art niyetli olabiliyor. hissediyorsun bunu. ama bende nasıl bir özgüven var ise, art niyetli olduğu bariz insan bile kıllanıyor. "hani bu tek başına bizi arabaya aldı, asabi de görünümlü bişi, kesin güvendiği bişi var..." gibi düşünüyor sanırım. bilemiyorum. zaten son bir kaç yıldır artık kimseyi almıyorum...
    #170726 larden loughness | 5 yıl önce
    5ulaştırma terimi