1. insan doğası gereği etrafındakileri anlamak için kıyas tekniğini kullanır. o benden daha yakışıklı ya da sen benden daha çirkinsinden tut da ferrari enzo renault torosan yüzde 324 daha hızlıya kadar. bu kıyasları lagılamamız lazım öncesinde. peki nasıl algılarız? görerek, işiterek, duyarak, tadarak, koklayarak. doğuştan kör olsaydık ne olurdu? biraz daha eksik algılardık etrafı. sağır da olsaydık? biraz daha. duyamasaydık? daha da eksik. tüm algılarımız kapansaydı? düşüncesi bile nefes kesiyor. yaşamış olmazdık. hayatta olurduk ancak duyu yetilerimiz ortadan kalktığı için düşünce bile oluşturamazdık. yaşamın farkında olmazdık. kendini bile hissedemediğin bir hayat sonuç olarak. hayat sadece algıladığımız kadardır. bu algıları da bir temele oturtmuş olamalıydık ki 0 ve 1 şekilinde çalışan beynimizi eğitebilelim. gözümüz ışığın kızıl ötesi ve mor ötesi tonları arası değerleri nirengi noktası olarak kabul etmiş örneğin. kulaklarımız 20hz ile 20khz arası titreşimleri. bu sayede görebiliyor, işitebiliyoruz. işitmeye anlam yükleyebiliyoruz.

    biraz daha genel bir örnek; saniye kavramının ortaya çıkış hikayesi. 19. yüzyılda döneminin bilimde en gelişmiş topluluğu olan fransızlar zamanı bir standarda oturtmak ister. zamana bilim çerçevesinde nirengi noktası arayışı başlar. bu nirengi noktası öyle bir şey olmalıdır ki güneş, dünya, ay gibi hareket etmemelidir. hareket demek dinamiklik demek bu da kararsızlık demektir. yani dönüp baktıkları her an onu orada hep aynı şekilde bulacakları bir şey gereklidir. uzayda hareket var, dünya dönüyor falan derken atomik boyutlara inmeye karar vermişler. ama şöyle bir sorun var ki, evrendeki hiçbir şey sabit değil. her şey -en küçük yapı taşından tutun da galaksi kümesine kadar- hareket halinde. bu durumda dönemin fransızları hareketsizi değil de en hareketsizi referans almaya karar vermiş. atomları tek tek incelemişler hepsi bir miktar titreşim yapıyormuş. en sonunda en az titreşen atomu bulmuşlar ve o atomun 9.192.631.770 defa titremesine 1 saniye adını vermişler. sıfır hareketinin olmaması nedeniyle her 100 milyonda bir de 1 saniye sapma olur. hareketsizlik bu yüzden önemlidir.

    en en en özet isterseniz: nirengi noktası=referans değer.
    #165502 razay | 5 yıl önce
    0bilimsel terim