bu yazıma şu sözle giriş yapmak istiyorum. "kirli olan hayat değil zihindir" . hep uzaklara dalıyoruz, mesela evreni keşfetmeye çalışıyoruz. biz daha insanlık olarak kendimizi,hemen yanımızdakini keşfedememişken. bir insan neden uzakları keşfetmek ister, bir suç işleyip uzaklara gitmek için mi, tabi bu sorunun cevabı çok fazla. şunu unutmamak gerekir hepimiz bir kadın tarafından dünyaya geldik.milenyum çağı sadece sözde bir çağ,sadece internet yaygın olarak kullanılmaya başlanıldı diye bu çağa milenyum adı verilemez. tabi bu yazı herkese yönelik değil,çoğunluğa yönelik. bazı istatistikleri incelediğimde şu tabloyla karşılaştım. 2019'un ilk dokuz ayında öldürülen ve fiziksel şiddete maruz kalan kadın sayısı,bir önceki yılın tamamında kaydedilmiş öldürülen ve fiziksel şiddete maruz kalan kadın sayısını geçti. kas gücüne yönelik bir yaşam şekli yaşıyor toplum resmen, böyle bir hak nasıl veriliyor bunu yapanlara. bu hakkı nasıl elde ediyor bu kişiler. suçlu kim ? 2018 yılında kadınlara şiddet uygulayanların %91 inin tanıdıkları erkekler olduğuna ve bunların %55 ininde bu erkeğin kadının kocası olduğuna işaret ediyor. en büyük yaş gurup %36 lık durumla 25-34 yaş arasındakiler oluşturuyor. 2010 dan ekim 2019 a kadar en az 2485 kadın öldürüldü,en az 3382 kadın ve çocuk fiziksel şiddet gördü,en az 3237 kadın ve çocuk tacize,en az 1204 kadın ve çocuk ise tecavüze uğradı.
topluma şu soru sorulmalı. kadın kimdir? bu sorunun cevabını kaç kişi verebilir.