1. necip fazıl kısakürek adlı şairin feza pilotu adlı şiiri üzerine bir incelemedir.

    İnternette arama yapınca hakkında tek iyi bir yorumun yapılmadığı bir necip fazıl Kısakürek şiiridir. Kısakürek’in hayatının sonbaharında yazdığı bu şiirle ilgili, şiirin yanlış anlaşıldığını düşünerek birkaç satır da ben karalayayım madem dedim. Başlamadan önce şunu da belirteyim; necip fazıl düşüncesine sahip biri değilim, onun savunduğu herhangi bir düşüncenin yolunda da ilerlememekteyim. düşüncesi ne olursa olsun büyük olarak adladırılan şairlerin tek satırlarına bile ön yargı ile yaklaşılmamalı, zira onların şiirlerinde yoğun bir anlam yükü vadır; kelimeler gelişigüzel seçilmemiş olup hayal güçleri sandığımızın ötesini görme, hissetme yetisine sahiptir. o yüzden onlar büyük şair olmuştur.

    Bilim, ilerleme, gelişme önündeki gerici bir düşünsel hezeyanın ürünü olarak görülen bu şiir, günümüzde medyanın siyasi bir liderin tüm cümlelerini kırparak işine yarayan kısmını verip kişinin itibarının halk nazarında sükuta uğramasını sağlamaya benzer. Bu eylem her alanda kullanılabiliyor, Tıpkı bu şiirde kullanıldığı gibi.

    Şiirin geneline hakim olan tahlile sıra geldiğinde ise önce yazıldığı döneme göz atmakta fayda var. ciddi manada teknolojik gelişmelerin oldukça hızlandığı ve sonuçlandığı bir dönemde bu şiirin yazılması, 1970ler ile beraber ülkemizde görülen Bolşevik yanlısı grupların ortaya çıkması, Bolşeviklerin özellikle inanç noktasında herhangi bir yolunun olmamasına rağmen sscb’nin yuri gagarin ile uzaya çıkması, üstüne tanrı’yı para olarak gören abd’nin ay’a insan göndermesi gibi baş döndüren gelişmelerin o dönem gençliği arasında dinsel ögeleri ciddi manada bertaraf etmesine Kısakürek yakından şahitlik etmiş, kendisine ciddi manada teesir etmiştir. Kısakürek, bilimin insana yaratılışın sırlarını unutturmaması gerektiğine tam tersine her yapılan ilerleme ile beraber tanrıya daha fazla yaklaşılması gerektiğini her satıra işlemiş; bunu görmemeyi, görmezden gelmeyi eleştirmiştir.

    İlk mısrada başlayan ve aslında evren dikkate alınınca dünyaya bir karış uzaklıkta olduğunu söylediği ay’a ayak basılmamasının teknolojik bir atılım olduğuna bile şüpheyle yaklaşıyor. İnsanın bir şeyler başararak kibirlenmesini de dördüncü beyitin hemen başında eleştirmiş ve “senin keşfin okyanusta bir damla bile değil, tanrıyı aklından çıkartmadan bu keşfini yap ki daha iyisini bulmak için sana kudret versin” gibi bir düşünüşle sonraki mısrayı oluşturmuş.

    fezada milyarlarca ışık, yol, mesafe;
    seninki, saniyelik zafer, ilmi hurafe.

    Beytinde kısakürek’in hiç de bilimden uzak olmadığını anlamaktayız. Yine Bir işi başarmış olmanın sarhoşluğu tenkit edilirken başarılanın aslında işin henüz başı olduğuna dem vurmakta.

    fezada 'allah diye bir şey yok' iddiası
    gel gör, kaç füzeye denk, bir mü'minin duası;

    rafa kaldırmak için ruhlarını dürdüler;
    güneş diye kalpteki güneşi söndürdüler.

    bu mısralar ise bilimin inançsızlığa yol açmaması gerektiğini tam tersine inancın araştırma şevkini arttıracağını düşünmüştür. Buluşun kibre yol açtığını düşünerek insandaki çalışma azmini güneşe benzetmiştir.

    sayıdan sonsuzluğa sınıf geçirtecek not;
    bizdedir ve bizdedir arş'a giden astronot,

    Kısakürek, bu mısralardan başlayarak şiirin sonuna kadar inançsızlığın değil, inanç ile yapılan ilim çalışmalarının çok daha hızlı ilerleyeceği ve insanı mutlak bilgiye inanç eşliğinde varacağını savunarak inançsızlık temeline oturmuş bir ilimin havada amaçsızca dolaşan bir tüy tanesine benzetmiştir.

    Şiirin tamamı:


    -- spoiler --


    "yirminci yüzyılın ablak yüzlü pilotu
    buldun mu ay yüzünde ölüme çare otu ?

    bir odun parçasına at diye binen çocuk
    başında çelik kulaf, sırtında plastik gocuk.

    uzakları yenmiş fatih edasındasın
    dipsizliğin dibini bulmak sevdasındasın...

    allah'a dil çıkarır gibi küstah bir yarış...
    farkında değilsin ki, ay dünya'ya bir karış.

    fezada milyarlarca ışık, yol, mesafe;
    seninki, saniyelik zafer, ilmi hurafe.

    kavanozda, kendini deryada sanan balık;
    ne acı vahşet, mağrur ilimdeki kalabalık;

    fezada 'allah diye bir şey yok' iddiası
    gel gör, kaç füzeye denk, bir mü'minin duası;

    rafa kaldırmak için ruhlarını dürdüler;
    güneş diye kalpteki güneşi söndürdüler.

    bilmediler; kalptedir, kalptedir asıl feza;
    kalptedir, olumsuzluk kefili kutsi imza.

    sayıdan sonsuzluğa sınıf geçirtecek not;
    bizdedir ve bizdedir arş'a giden astronot,

    ve mekandan arınmış ve zamandan ilerde,
    fezayı teslim alma sırrı bizimkilerde.

    bizimkiler ışığa gem vururda binerler;
    yerden göğe çıkmazlar, gökten yere inerler..."




    -- spoiler --

    #164691 iskiski | 5 yıl önce (  5 yıl önce)
    0şiir