mortal kombat ve mortal kombat 2 oyunlarının birleşik senaryosundan uyarlanan, üzerinden geçen neredeyse 25 yıla rağmen, halen nefis görünmeye devam eden 1995 yapımı efsane film.
önce can evrenol ve yücel tuğan'ın yaklaşık yarım saat boyunca film hakkındaki konuştukları videoyu şuraya bırakayım. evrenol'un arcade tutkunu, tuğan'ın da müthiş bir araştırmacı olması; ikilinin film hakkındaki yorumlarını mükemmelleştiren detaylar. ayrıca fonda the immortals'ın techno syndrome 'u çalsın bence (the immortals şarkının adı değil, şarkıyı yapan belçikalı tekno grubu).
filmdeki cgi desteğinin o dönemler için jurassic park'tan sonraki en ileri seviyede olması çok önemli. raiden'ı sean connery, sonya'yı cameron diaz, johnny cage'i de jean-claude van damme'ın canlandırmasının istenmesi gerçekleşmediği için hem hayal kırıklığı yaratıyor hem de "acaba nasıl olurdu?" sorusunun cevabını her zaman merak edecek olmamıza neden oluyor. reptile-liu kang ve cage-scorpion dövüş sahnelerinin "filmde daha fazla dövüş sahnesi olsun" diye düşünüldükten sonra, filmin çekimlerinin bitmesinin ardından eklenmesi de güzel ayrıntılardan. beni en çok heyecanlandıran sahnelerden biri olan cage-scorpion dövüş sahnesinin en başı olan, upuzun ağaçların arasındaki sahneler aklıma geldikçe tüylerim ürperiyor. bundaki en önemli neden ise, scorpion'u canlandıran chris casamassa'nın karate piri olması (kendisi sanırım 9. dan). mimiklerini nefis kullanan bir dublör olması da, özellikle '90'lardaki dublörlerin dahi oyunculukta şimdinin ben oldumcuklarına taş çıkartabilecek seviyede bulunmalarıyla ilgili bence.
karman çorman yazdım, biliyorum. yukarıda paylaştığım linkte evrenol her 1-2 yılda bir filmi tekrar izlediğinden bahsetmiş. benim en son izlememin üzerinden en az 15 yıl geçmiştir ama bazı sahneler kafama nasıl kazındıysa, "mortal kombat filmi ..." ile ilgili bir şeyler okuduğumda aklıma, kano'nun, goro'nun yanında, upuzun masanın kenarındaki koltukta yayılarak oturduğu ve ısıra ısıra yerken parmaklarından yağları akan tavuk budunun arkasından sinsi sinsi gülümsediği sahne geliyor. filmin ve mortal kombat serisinin genel olarak 1973 yapımı enter the dragon'dan korkunç boyutta etkilendiğini de, liu kang ile bruce lee benzerliğinden akla getirmek mümkün tabii ama bununla ilgili yan okumalar yapınca (raiden'ın aslında zenci bir tanrı olması, shang tsung'ın bu filmdeki bir karakterden doğrudan alınması, scorpion, sub-zero, reptile, smoke gibi ninjaların yıllarca dövüş sanatları üzerine çalışarak ustalaşmış olmalarından doğan güçlerinin mantıklı bir zemine bağlanmaya çalışılması), insan gerçekten de "vay be" diyor.
benim için 1992'de satışa sunulan ilk oyun un yeri halen apayrı. oyun içi modellemelerinde doğrudan gerçek aktörlerin hareketlerinin kullanılmasının tadını halen taşıyan bir mortal kombat evreni olduğunu düşünmeye devam ediyorum. mortal kombat 11'i hunharca eleştirenlerin de, benim baktığıma yakın bir açıyla mortal kombat evreni hakkında fikir yürüttüklerini düşünüyorum.
ilk filmin yeri hiçbir zaman doldurulamayacak. hasretle anmaya, yukarıda bahsettiğim cage-scorpion sahnesi yle devam edebilirsiniz.