nasıl "silent"sa, yolgeçen hanı gibi kasaba. girişinde fener pil satsan köşeyi dönersin.
neyse efenim silent hill birbirine ucundan benzeyen ancak pek de öyküsel tutarlılığı olmayan oyunlardan olma bir seridir. oynayan altına sıçar. kahramanın (daha doğrusu ana karakterin) iç dünyasının, geçmişinden gelen sıkıntıların, suçluluk duygularının gözü başı yanmış insanlar, kan ağlayan hemşireler, kendi kadar pala taşıyan dev mahlukatlar halinde vücut bulmasını, kan almasını anlatır.
o pala taşıyan kafasına demir kafes giymişi tecavüzcüzünün kalbimizdeki yeri ayrıdır, kendisine ayrıntılı bir yazı yazılır inşallah (bkz: pyramid head)
oyun serinin bir de film serisi var. ilk filmi oyunu bilenler beğenecektir diye tahmin ediyorum. bir iki sakat sahnesini kalabalık bir ortamda büyük ekranda izletip "gecenin tadını kaçırmak"la suçlanmışlığım var. herkes hoşlanmıyor öyle deri yüzülmesinden falan.