bu başlık kişiye özel bir başlıktır
-
life in a lab benim blog sayfamın ismiydi (hala öyle gerçi ama update edemeyecek kadar yoğun bir life in a lab). en üst kısmında hatta "This is a project to show that how is the life in a lab. All posts and opinions are my own. Under construction until 2015 (too lazy to update)." yazar. evet 2015, çünkü bu blog 2014 yılında açıldı. o zamanlar erasmus yapan işsiz güçsüz bir lisans öğrencisiydim. can sıkıntımı dindirmek için açtığım- konudan sapıyorum.
biraz ilgi orospuluğu yapmak istedim. yaparken de kör göze parmak batıracağım tabii ki. bir büyücüden beklenen tek şey yıkımdır çünkü. büyücüler güvenilmezdir.
efendim öncelikle hepinize selamlar. ben buyucu. nikaltımız klimalıdır ve herkese açıktır. anama bacıma sövmediğiniz sürece her şeyi yazabilirsiniz. geri kalan her şey için istiklal mahkemelerinde hesaplaşırız*. beni özlediğiniz her vakitte yazın, ara ara buraları kontrol ederim. zirvelerde zaten görüşmeye devam ederiz, hatta paralel zirvelerimize devam ederiz mutlaka. ulaşmak istediğiniz zaman 6 kişiyle amerikan başkanına bile ulaşabilirsiniz, ben kimim ki (bir mesaja bakar. çekinmeyin anacım. burası kasarsa whatsapp falan var. ordan da bize geçer netflix and chill*)
şu saatten sonra kulzos ile olan bütün yazarlık ilişkimi bitirmiş olduğumu pfdk, uefa, ab ve rahmetli başkan kennedy dahil olmak üzere herkese duyurmuş olduğumu bildiren işbu entry sözlükteki tek entrym olarak kalacak bir süre. belki silmem, ama muhtemelen bunu da silerim. pek önemli de değil zaten. eleştirel hönkürme entrysi bu çünküm. son entry olduğu için eşe dosta siyah temaya falan veda edeyim dedim.
veda ile başlayayım.
hepinizi seviyorum. sözlükte kimseyle kişisel husumetim yok. bir kısmınızla gerçek hayatta arkadaşız zaten. bizi sadece zirveden zirveye buluşup dedikodu yapıyor zannediyorsunuz ama işin aslı öyle değil. paralel zirve dediğimiz şey bu işte. her şey dedikodu da değil aslında (tamam işin büyük çoğunluğu, kabul*).
bu sözlükte bana evini açan yazarlar da var, sevgilim olan da var, ağzım çenem yırtılana kadar güldüğüm yazarlar da var, karaciğerimi iflas ettirecek kadar içtiğimiz yazarlar da var, sevdiğim sevildiğim seviştiğim yazarlar da var, nefret ettiğim yazarlar da var. uzaylısından akademisyenine, soytarısından yalancısına her tür insan mevcut. tam bir sirk burası, işte bu da benim sevdiğim yanı buranın.
burayı çok uzatmayayım. seviyorum işte çoğunuzu fakat sevgi karın doyurmuyor. tepelerin kocakarısının söylediği bir sözü asla unutmuyorum, entry silmedeki temel motivasyonum da bu sözdür. peşin peşin bunu da yeri gelmişken söyleyeyim, ilerde daha da detaylı değineceğim (1. söz diyeyim, hangi söz olduğu belli olsun).
kör göze parmak kısmı.
yönetim benim gözümde yetersiz. bi saniye ya, niye acıyorum ki. iş başka arkadaşlık başka. yüzyüze görüşmüş olmamız, eleştirirken kantarın topuzuna el atacağım anlamına gelmemeli. canınıza okurum, hazırsanız da başlıyorum.
* efendim öncelikle adamına göre muamele/entry sayısına göre taraf tutma/yazar kayırma vs gibi ithamların hepsi doğru. yönetim nato kafa nato mermer diyorlar ya, hah tam olarak öyle. yazarlar "modlar yazarlarla tartışmasın, laf sokmasın, hakaretvari konuşmasın" diyor, kulzos "mod da yazardır karışamazsınız" diyor. al sana nato, al sana mermer, al sana at gözlüklü zihniyet. yazar bunu istiyorsa böyle yap. atla deve değil, imkansız da değil, mantıksız hiç değil. "hangi mod hangi entryi silmiş o da görülsün, madem şeffaflık diyonuz, şepşeffaf olun" önerisine "bunun ne getirisi var silen moderatörü hedef göstermekten başka" diyen moderasyon bu öneriyi niye kabul etmiyor anlamıyorum.
metabot gibi bir hesap yap (ki kulzos diye bir hesap var bu ayarda). moderasyon işlemlerini oradan yap. hangi mod silmiş, kim kimin entrysini nereye taşımış, kim aktifmiş kim moderasyonda görünmesine rağmen aylardır entry bile yazmıyormuş biz bilmeyelim. gerek yok yazarın bunu bilmesine. morgase hesabınla başlık mı değiştirirsin, entry mi silersin, başlık uçurup entryleri kanunsuz kuralsız mezarlığa mı yollarsın benim bilmemi gerektiren bir şey değil bu. bilirsem, kanunsuz iş yaptığın için kin de güderim laf da sokarım (bu olayı da anlatacağım. 1. olay diyelim buna.).
örnek veriyorum, l(gbkz: *rden lughness) diye bir yazarımız olsun. bu adam mod yetkilerini bıraksın, ama benim nikaltıma "sözlükten ayrılırken entrylerini silecek kadar şerefsizdir, tanıdığım güne lanet olsun dediğim yazar" yazsın. bu, l*rden lughness yazarının yaptığı yorumdur. moderasyondan bağımsızdır. çünkü hesap profilinde hiçbir şekilde moderasyon yetkisi yoktur. şey gibi düşünün, polis silah taşır di mi. üstünde üniformasıyla birini vurursa "aaa polis şiddeti" "tece polisi günahsız sivillere ateş etti, mardinde 3 kişi yaralandı" gibi söylentiler çıkar di mi. bakın anahtar kelime burda "polis". polis üniforması içindeki kişi değil, polis. kurumun kendisi.
üstünüzde üniformanız varken ateş ederseniz o üniformanın temsil ettiği kurumu suçlarız biz yazarlar olarak. uzun zamandır yazar olarak yazmadıkları için belki de bu düşünceyi unutmuş olabilir moderatörler. acilen tebdil-i kıyafet sözlükte dolaşmalarını reçete ederim (tıp diplomam yoktur. ytd).
cenap şahabettin demiş ki "Gariptir, yükü çeken manda ses çıkarmaz da, kağnı inler." manda ses çıkarıyor, kağnı da bi zahmet inlemeyi kessin.
aklıma bir şey daha geldi hadi onu da anlatayım. çocukluğumda ogame diye bir oyun oynardım, çakmaları feykleri vs çıktı. çakmalarından birinin forum sitesinde supermoderator olarak görev aldım. her gün konuştuğum arkadaşlarımın gözünün içine baka baka kural da uyguladım, goygoy da yaptım, etkinlik de yaptım. görevi bıraktığımda nickimi ve görevimi arkadaşlarıma söyledim, "hassiktir ya biliyodum senin olduğunu, kesin bu bizim buyucudur demiştim" dedi hepsi. gördüğünüz üzre 15 yaşındaki çocuk yapabiliyorsa siz de yapabilirsiniz.
* kuralların uygulanması konusunda benim kişisel alerjilerim var. başıma daha önceden geldi, olayını da anlatayım (1. olay dediğim olay). ismini zikrettiğim modlar lütfeder de açıklama yaparsa onların açısından da dinlersiniz.
bir gece radyoda kesret ve birkaç diğer yazarla goygoy yapıyoruz. "sol freym akmıyor, gençler yazsanıza bişeyler, çok az yazıyonuz" diye kesret bize ufaktan söylenirken ben aşağıdaki başlıkları açtım. sonra da kesret'le radyonun sohbetinde konuşurken bana "ya ben senin açtığın başlıklara çok gülüyom, çok komiksin, hehelemehele" dediğini hatırlıyorum.
cedi osman
ceo olacağım diyen işletme 1. sınıf öğrencisi
üniversite mezunu olup ev hanımlığı yapan kadınlar
köpekle birlikte sahibine saldıran çılgın kedi
gdo'nun zararlı olduğunu savunan cahil
komşudan gelen sevişme sesleri
kitap okumak için gereken asgari şartlar
zihinsel engellileri yaşatmaya çalışmanın amacı
özcan deniz'in siyah atleti
pucca
meltem banko
yorekok
aşağıdaki başlıklar silindiği için entrylerim mezarlığa gönderilmiş (entry silinme gerekçesi başlık uçmuş)
ceo olacağım diyen işletme 1. sınıf öğrencisi
üniversite mezunu olup ev hanımlığı yapan kadınlar
özcan deniz'in siyah atleti
gdo başlığı da sondaki cahil kısmı editlenerek gdo'nun zararlı olduğunu savunan kişi haline dönüştürülmüş.
başlıkların açılma tarihi 12 eylül 2017 00.38 civarı, silinmeleri sabah 8 falan heralde. üniversiteye giderken sabah uyandığımda gördüm takır takır silindiklerini. çevrimdışı moddan çıkıp kimler online diye baktığımda gizli kimse yoktu, tek online mod da morgase idi (başlık editlenebiliyor, bunu aklınızda tutun. buna da 2.olayda değineceğiz). aynı gün sabah 10 gibi başlık uçmuş başlığını açıp "Cilgin modlarin sozlugu costurmak icin kullandigi bahane. Hangi maddeye dayanarak siliyor bilmiyorum, ama siliyor efendim durduramiyoruz." yazmışım. aynı akşam radyoda kesret'e entrylerim niye silindi diye sorduğumda (hani başlıkları entryleri açtığımda "çok komik şeyler, gülüyom, ehe hehe" yazan bir moderatör. kurallara aykırı olsa silerdi değil mi ama?) ama yani biz çok da sıcak bakmıyoruz böyle entrylere, sen işte biliyosun bizi, o entryler kuraldı carttı curttu bişeyler bişeyler. dinlemedim sonrasını. madem kurala aykırıydı sileceksiniz. aykırı değilse dokunmayacaksınız. siliyorsanız da kurala dayandırarak sileceksiniz.
o kurallar vahiyle inmedi size. isviçre medeni kanunu gibi dışardan da almadınız. hepsini kendiniz yazdınız. kuralınız yoksa silemezsiniz, varsa o kurala dayandırıp silersiniz. bu konuda bana doğru dürüst açıklama yapılmadı, alışkanlıktan bir süre daha yazmışım, sonra logout yapıp başka bir sözlüğe geçiş yaptım. 1 yıla yakın orada yazdım. hayatıma giren en güzel, en akıllı kadınla tanıştım. orada yazdığım entrylerin bir kısmını buraya taşımak dışında pek de entry yazmadım. çöp kutusundan bakıyorum şu an, ayda 1-2 gün girmişim kulzos'a (2019'un ilk 10 ayı yoktum kulzosta diyebilirim). sözlükten giderken ne bir açıklama yaptım, ne entry sildim, ne birine bir şey dedim. yaklaşık 1 yıl sonra da logout yaptığım gibi tekrar giriş yaptım, kaldığım yerden devam ettim.
yazdım yazmasına ama her şey aynı. yazarların bir kısmı gitmiş, bugun-urs*la olayı (Linç kültürü/#154247) olmuş ve ben çok kısa süreyle kaçırmışım. yeni yazarlar gelmiş (mahmut'u hatırlıyorum sadece). bugun-urs*la olayına şahit olmadığım için yorum yapmıyorum, ama kimden dinlediysem urs*la'nın gerçek hayata varan tehditlerinden sonra uzaklaştırıldığı (bunu da cebe atalım. buraya da değineceğim. 3. olay) idi.
* yönetim yazara göre taraf tutuyor deniliyor ya hani, hadi 3. olaya bakalım. kavgaya gidilecek sözlük yazarları diye bir başlık açıldı zamanında. modlar dahil herkes yazdı altına. kimisi yanında kas gücü yüksek birini götürüp kavgada fiziksel güç üstünlüğü sağlayacağını düşünerek yazdı, kimisi yavaş koşacak birini götürüp kaçarken arkada bırakacağı birini götüreceğini yazdı. ben olaya bambaşka bir açıdan bakıp içimdeki meslek liseli büyücüyü saldım. hani "çıkışta gel" lafı vardır ya, kavga etmeye gidersiniz çıkışta. hah, işte kavgaya "gidilecek" sözlük yazarları olarak bunu düşünerek bir entry yazdım. yokuzak ve urs*la'dan başladım; japon çocuk, tehanu, little thirty, okuryazamaz, larden olmak üzere de kiminle ne konuda kavga edeceğimi söylemişim. şimdi size entryde ne yazdığımı harfiyen anlatamam, malum gerekçe: 17-açılmaması gereken başlık altına yazılmış girdi. sonra başlığı komple sildiler zaten. suçlusu ben olabilirim robert frippin sandalyesi, sori *
yine de özet geçebilirim bence. urs*la'ya "bilimsel tartışmada bana karşı şansı olmaz" minvalinde bir şey demiştim fakat kendisi acımam lafına takılıp "adres ver, arkadaşlarımı göndereyim onlara da acımaz mısın acaba. her sike müdahale eden moderasyon buna niye müdahale etmiyor" gibi talihsiz bir yorum yapmıştı mesela. sonra o yorum kayboldu. modlar mı sildi, kendisi mi sildi bilmiyorum. fakat urs*la hesabı ceza aldı mı, hayır. gerçek hayata yönelik ikinci tehdidi görmezden gelindi mi, evet.
adam kayırmanın allahını yaptı moderasyon. biz suçsuzuz diye asla yalan söylemeyin, herkes inanır ama ben inanmam canlarım. kanıt istiyorsanız alın size kanıt da veriyorum. #148667 entry numarası. database'den bakarsınız (entry benim mezarlığımda. siz ne yazık ki göremezsiniz yazar dostlar).
urs*la konusunda bir olay da keskelimonolsaymisim'in başından geçti fakat ben detayları hatırlamıyorum. moderasyonun (daha doğrusu bir moderatörün) mesaj atıp "aman ali rıza bey tadımız kaçmasın" minvalinde ricası minneti de urs*la isimli yazarın kayım kayım kayırıldığını gösteriyor bizim açımızdan. kulzos yönetimi hakkında görüş ve öneriler/#161230 şurada limon kendi ağzıyla anlatıyor zaten. isim vermemiş, ben vermiş oldum. urs*la'nın nikaltına yazılan entry silinme gerekçesi madde 6. özel mesaj ya da kişisel bilgi ifşası falan da yok. yalan dolan yani.
* yine benim kişisel tecrübelerimden 2. olayı da anlatayım. ımyeh diye bir sözcük var. orijini, üstüne yapılan goygoyu, "nedir"i "ne değildir"i internet camiası tarafından bilinen bir sözcük. arkadaşlar kocam ımyeh de yoksa salonda yat diyor diye bir başlık açıp "efsanevi kızlar soruyor başlığı." diye de tanımımı yapmışım. başlığın linkini vermişim. kişisel yorumumu yapmışım. bir bakıyorum ki gerekçe: başlık uçmuş
1. olay diye anlattığım olayda da kanunsuz kuralsız entry silme vardı, 2.olayda da bu durum değişmemiş. l*rden'in istediği "hangi entry, neyi silmişiz örnek verin" dediği örnekler aha da bunlar. #128140 database için işaret fişeği de budur. arayın bakın (uykum var ben yatıyom, moderatörlerle oylarız deyip sallarsanız ben bu olayı aha da böyle önünüze koyarım).
bu entrynin kanunsuz silinmesi hakkında mesela #128171 numaralı entry'i girmişim (ki kendisi başlık uçmuş gerekçesinin kanunsuz kitapsız olduğuna dair bir takım veriler, efendime söyleyeyim l*rden'in yazdığı yorumlardan derlemeler vs içerir. benim yedeklerimde var, fakat database'de olmayabilir. "edit." olarak görülebilir. hani olur da bulamazsanız ben paylaşırım, sorun değil). sonra bu durumu sözlükten giderken tüm girdilerini silmek/#128739 burada no pasaran'a sormuşum (ki kendisi o sıra moddu). verdiği cevap falan fişman ortada.
bu zihniyete kendimizi savunuyoruz işte. sonra da kulzos yönetimi hakkında görüş ve öneriler. yapmıyonuz ki, neyin önerisi. laedri, the fool, son kurtadam gibi sözlüğün platinum premium yazarları bile moderasyonun gizli olmasını ya da bu haliyle kişisel fikir belirtmemesi/kavgaya tartışmaya girmemesi gerektiğini söylüyor; kulzos efendi çıkıp "mod olması yazar olmasını değiştirmez. bu adamlar da yazar. olmaz öyle şey" diyor. neyin önerisi o zaman ulan. niye öneri yapıyorum ben.
* şu öneriler başlığını okudukça çıldırıyorum. kulzos yönetimi hakkında görüş ve öneriler/#161253 robert frippin sandalyesi çok güzel yere değinmiş, yine bir anımı anlatayım. klavsen barındıran şarkılar diye dünyanın en gereksiz başlığı bu sözlükte mevcut. şikayet ettim, silinmedi. gerekçe olarak da bisiklet içeren filmler de var, aynı şey denildi. klavsen kim allah aşkına. buna izin veriliyorsa aşağıdaki başlıklar da legal olmalı.
gitar içeren şarkılar
keman barındıran şarkılar
hem keman hem gitar barındıran şarkılar
enstrümental şarkılar
sadece kadın vokalli şarkılar
nakaratı enstrümental ama kendisi sözlü olan şarkılar
japonca olup romenceymişçesine hissettiren şarkılar
yerçekimsiz ortamda çilek yenildiğinde muz tadı veren şarkılar
altı kelimelik hikayeler başlığı legal iken ("dünyada kabul görmüş bir olay, sevmiyoruz ama ne yapak" diye savunuluyor) beş kelimelik hikayeler, üç cümlelik hikayeler, iki paragraflık hikayeler, iki ellilik iki de yarım kokoreçlik hikayeler de türetilebilir evet, ama onlar siliniyor altı kelimelik hikayeler kalıyorsa (ve bunu dayandırdığınız bir gerekçe varsa) klavseni de dayandırmalısınız. dayanak noktanız yoksa bisiklet içeren filmleri de sileceksiniz, klavsen içeren şarkıları da sileceksiniz. ben bunu şikayet ettiğimde "e sen de yemeksepeti sipariş notuna yazılanlar başlığını açmışsın" diye ad hominem yapmayacaksınız.
yemeksepeti sipariş notuna yazılanlar başlığındaki entrymi ben kendim sildim. klavsen hala duruyor. bisiklet de duruyor. "falanca başlık kurala aykırı" deyince "e filanca da aykırı" diye savunan moderasyon mu olur be. bakın bu anlattığım şey hem kuralların uygulanmamasına, hem de adam kayırılmasına örnektir (beni de kayırmışlar, görüyorsunuz).
tepelerin kocakarisi'nın bir başlığa yazdığı entry, başka başlığa taşınınca moderasyona kızdı diye entrysi geri taşınmıştı mesela (entrylerini silmiş, göremiyorum hangi entry olduğunu) (çocukken inanılan garip şeyler başlığından küçükken öyle sanılan şeyler başlığına taşınan entry gibi bir şey düşünün. aradaki fark çok küçük, bana göre iki başlıkta da olabilirdi bahsettiğim entry. kocakarı ise "aradaki farkı bilmiyor muyum da ben böyle başlık açtım" diye kızmıştı mesela, moderasyon da hop geri getirmişti entrysini). gerçi çocukken inanılan garip şeyler başlığında olması gerektiğini söylüyorsa öyledir, haklı yani. entrynin yazarı en iyisini bilendir sonuçta. bana sorsanız ben de aynısını yapardım.
bunları anlatıyorum ki, "hani örnek, kimi kayırmışız, nerde kollamışız" falan diyemesin kimse. zirvelerde kimlerin kimlerin dedikoduları yapılıyor biliyoruz. o zirvelerde ben de vardım malum, birlikte yaptık hepsini. tarafsız falan değilsiniz yani.
* son bir konuya daha değineyim. 1. söz diye bahsettiğimiz şeye geldik. "ben akademik bilgimi hiiiiç sözlükte yazıp da fav şuku bilmemne peşinde koşamam. akademik bilgimi paylaşacaksam makale yazarım, sözlükle ne uğraşıcam" (kocakarisi, 2018)*
bu konuda tepelerin kocakarısı çok haklı. ben ki bu sözlüğe 1900'e yakın entry yazmıştım. 1500 küsür de yorum yapmışım (muhtemelen 1450 tanesi goygoydur). bilgi sahibi olan benim. iyi geçinmeniz gereken kişi de doğal olarak ben oluyorum. reverse transcriptase diye başlık açmışım, türkçesi ters transkriptaz, ama 2 yıldır ingilizce haliyle duruyormuş. entry silerken fark ettim. neden düzeltilmedi, çünkü bu konuyu bilen moderatör yok. geldik mi tekrar "bilginin sahibi" konusuna, evet.
ben, yukarıda bahsettiğim sebepler dolayısıyla moderasyona güvenmiyorum, moderasyonla anlaşamıyorum, moderasyonun modere etme becerilerini asla tasvip etmiyorum ve böyle bir ortamda durmayı istemiyorum artık. neden entrylerimi sildiğim de aslında 1. söz diye paylaştığım sözün içinde gizli, fakat ben yine de apaçık şekilde yazayım.
sözlük, an itibariyle maddi kaygıları olmayan bir oluşum gibi görünse de bu değirmenin bir suya ihtiyacı var. kulzos'a reklam alınması boşuna değil. moderatörler cebinden para veriyorlar, evet. 3 yıldır bunu da yaptılar, ona da evet. ama belli ki artık zul gelmeye başlamış, "üstümüze düşen 200 lirayı 150'ye indirecek bi yol olsa keşke" diye düşünmüşler. dün maliyeti azaltmak içindi, bugün maliyeti tamamen reklamdan karşılamak için olacak. yarın 3-5 kuruş elde etmek için olacak belki. dergi de benim gözümde aynı. çok satılmadı, altyapısı oturmadı, pahalıydı/maliyetliydi/zordu vs bahaneleri sonucunda dergi atıl durumda kaldı. eyvallah. ama bu sistem otursaydı dergi'den para kazanılabilirdi.
ya her şeyi geçiyorum, kim para kazanmak istemez ki. kimse bana "para için reklam değil, pul için dergi değil" falan demesin. ayda adam başı 1000 lira kazanacak kadar sözlüğün getirisi olsa hanginiz reddeder ki? realist olalım, birbirimizi kandırmaya gerek yok. yargılamıyorum da, yanlış da anlamayın. ben olsam ben de isterim tabii ki para kazanmayı. hatta destekliyorum da para kazanma isteğinizi. ama benim üzerimden kazanmanızı istemiyorum artık. benim yazdığım bilgiye bakıp bu sözlüğe tık gelmesini, okunmasını, yazar olunmasını istemiyorum. nedenlerini yukarıda yazdım, son bir kez daha tekrar edeyim: sözlüğün yönetim şeklini benimsemiyorum/anlaşamıyorum/sevmiyorum. "benim üzerimden" kısmı ne kadardır bilmiyorum, belki de hiç bir insan evladı yazdığım entrylere google'dan görüp tıklamamıştır. umrumda da değil gerçi.
bütün bu sebeplerden dolayı entrylerimin bir kısmının içini silip edit. yazıp bıraktım. yakalanmasam hepsini bu şekilde yapacaktım ama yakalandık*. bu da benim protesto şeklim, bu da benim serseri serbest stilim işte. birileri sol frame'in ırzına geçer, sikertme yapar ama "başlıklar legal, bişey yapamayız" denir, buyucu de entrylerini siler (ama aslında silmez). şu an ekranımda asla okumayacak olduğum 794 adet bildirim var mesela. o yüzden ulaşmak istiyorsanız (ne bileyim kan falan lazım olur, zirve olur, kadıköyde buluşup iki bira içelim dersiniz mesela falan gibi) mesaj atın, ya da birileriyle haber yollayın işte. teknoloji çağındayız, whatsapp diye bişey var.
** moderasyona ek öneri: yedek kısmını düzeltin. bok gibi yedek mekanizması var. yedek alamadığım için 210 sayfa word dosyası yaptım sizin yüzünüzden.
geldik zurnanın zırt dediği yere. bunu yapmazsam çatlarım.
+ keskelimonolsaymisim, tepelerin kocakarisi, gece ucan kedi, buyukbaskanoley, petra von kant gibi muhteşem insanlar tanıdım. canlarımsınız. herkese kanımı veririm, size böbreğimi veririm ulan.
+ laedri, lachattenoire, the fool, lake of the hell gibi bilgisine hayran olduğum insanlarla da tanıştım. fool ve leyk ile yüzyüze de tanışacağız elbet.
+ the ancient one ve ceyrekkokorec gibi misafirperver insanlar da hayatıma şöyle bir girip selam verdiler. entry bitince bi ara bi mesaj atayım *.
+ seni kendime sakladım diyeceğim 3 yıllık arkadaşlığımızın 1000 yıllık badisi, chels ile sözlükte tanışmadım (hatta o benim ısrarlarımla sözlüğe üye olmuş) ama seni de çok seviyorum lan. bff gibi bff.
+ urs*la, jap*n, y*kuzak gibi insanları korumaktan vazgeçin. sözlükte bu saydığım isimlerle bir çok kişi olay yaşadı. tarafsız bakın artık şunlara.
edit. iş başka arkadaşlık başka. alınmayın gücenmeyin. sözlük dışında yine görüşürüz, sevgili moderasyon.
evet bitti. bu kadarmış maceramız *