türkçemizde sayısız muhteşem nitelikte şairlerimiz vardır. sevdalı veya sevdadan harlı, acılı zamanlarımızda anamız, bacımız bize yabacılaşmışken o hallerde canımıza simit olurlar. bazı şiirleri her şeyimiz olurlar. benim bahsettiğim zamanlarda can yarenim ahmed ariftir mesela. yanılıyor olabilirim fakat yine de cesaretle söylemem lazım ki ahmed arif'in yazdıklarına ne kadar şiir denilebilir? veya süreya'nın? veya şükrü erbaş'ın falan. adamlar üzerimize metafor sıkıyorlar sadece.
kanaatimce ismet özel, edip cansever ve bir kaç isim daha ekleyebilirz ki dilimizin hakiki şairleridir.
biz şehir ahalisi,kara şemsiyeliler! kapçıklar! evraklılar! örtü severler! çığlıklardan çadır yapmak şanı bizdedir bizimdir yerlere tükürülmeyen yerler
nezaketten,haklılardan yanayızdır hepimiz sevinmemiz çapkıncadır,ağlatır bizi küpeşteler yaşamak deriz-oh,dear-ne kadar tekdüze katliamlar ne kötü be birader
güneş neredeysek orada bulur bizi ya cünup ve yalancı veya miskin ve ülser falımız neyse çıksın diye açarız indeksleri sayılar bizi bulur,o ayıp işaretler
saframızla kesemizi birleştiren anatomi bilgisi hadım tarih,kundakçı matematik,geri kafalı gramer evet bunlar gizlice örgütlenerek alnımıza verem olmak üretimi düşürür ibaresini çizer
biz şehir ahalisi,üstü çizilmiş kişiler kalırız orda senetler,ahizeler ve tren tarifesiyle kimbilir kimden umarız emr-i b'il-ma'ruf kimbilir kimden umarız neyh-i ani'l-münker bize yalnız oğulları asılmış bir kadının memeleri ve boynu itimat telkin eder.