Sübyancılık. Ergenlik dönemine girmemiş çocukları arzulamak.
Sabi kelimesinin çoğulu olan sübyan arapçada çocuklar anlamına geliyor. Pedofili kelimesi ise pedo: Yunanca çocuk ve fil: seven, -ci birleşiminden oluşur.
Pedofil kişilerin tekinsiz, suçlu kılıklı insanlar olduğu ve çocukları bir anda kaçırıp onlara zarar vereceği düşünülür genelde fakat bu kişiler komşular, yakın arkadaşlar, bebek bakıcıları, öğretmenler hatta aile bireyleri arasından çıkabilir. Hele ki bizim ülkemizde bu ikinci ihtimale neredeyse hiç ihtimal verilmez: amcası, dayısı, ablası, abisi, şusu busu yapmaz denir. Çocuklar istemese dahi bu kişiler çocuklarla istedikleri yakında fiziki temasta bulunabilir, diye düşünülür. Özellikle kız çocuklarının çoğu yaşamıştır bunu. Öpsün canım, Falanca amcan o senin diyerek çocuğa farkında olmadan onun isteği olmaksızın herhangi bir kişi tarafından öpülebileceği, okşanabileceği öğretilir.
Almanya'da pedofili vakalarına karşı hayata geçirilen "fail olma!" projesine geçmeden önce pedofili nedir, sebepleri nelerdir, tedavisi mümkün müdür, pedofil kişilere yardım edilebilir mi bunlara bakalım.
Psikologlar tarafından pedofili "puberteye ulaşmamış çocuk vücuduna cinsel istek duyma durumu" şeklinde tanımlanıyor ve pedofilinin bir cinsel eğilim sorunu olduğu kabul ediliyor. Bu eğilimin cinsel fanteziler, cinsel uyarımlar ya da davranış biçimi şeklinde seyretmesi, sözkonusu kişinin buna maruz kalması ve bu durumun uzun bir zaman dilimine yayılması pedofilinin varlığına işarettir. Pedofili kabaca iki grupta incelenebilir: sadece çocuklara ilgi duyma ve hem çocuklara hem de yetişkinlere ilgi duyma. Ve pedofili her iki cinsiyette de karşılaşılabilir bir olgudur.
Pedofilinin nedenleri şimdiye kadar tam olarak açıklanamadı. Pedofili kavramı bile 1886 yılında psikiyatrist Richard von Krafft-Ebing tarafından tanımlandı. Von Krafft-Ebing bu duruma biyolojik bir faktörün neden olduğunu düşünmüştü. Açıkçası pedofili erkekler üzerinde yapılan sayısız deneyler dahi kesin sonuçlara ulaşmaya yetmedi fakat ikizler üzerinde yapılan deneyler ve molekülogenetik çalışmalar kalıtımın etkisini ortaya koydu ve Sonuçta pedofilide biyolojik, fiziksel ve sosyal faktörlerin yanı sıra kalıtımın da etkili olduğu anlaşıldı.
Cinsellik uzmanı Klaus beier, "bir pedofilin tedavi edilemeyeceğini, sadece bu eğilimini nasıl kontrol altına alması gerektiğinin öğretilebileceğini" belirtiyor ve ekliyor: terapi mağdura da yardımcı olabilir ve yeni mağduriyetlerin meydana gelmesini engelleyebilir.
Klaus beier 11 yıl önce dünya çapında tek örneği olan "fail olma!" projesini hayata geçirdi. 7 binin üzerinde pedofil erkek beier'e ve meslektaşlarına yardım için başvurdu ama bunların sadece bir kısmı bu yardımı alabildi.
Beier'in öncülüğünden evvel 30 kadar terapist bazı yerlerde çocuklara cinsel arzu duyan insanlara danışmanlık yapıyor ve yardımcı oluyordu. Bu projeye kadar ise hiçbir zaman aynı anda bu kadar çok sayıda pedofil kişinin olduğu ve danışmanlık yapıldığı olmamıştı.
2015 raporlarına göre Almanya'da 11 bin küsür çocuk hayat boyu süren depresyon ve sosyal hayatlarını etkileyen travmatik olaylara maruz kaldı. Kız çocukların %15-30'u ve erkek çocukların %5-15'i çocukluklarında en az bir kez cinsel saldırı mağduru oldu. Çalışmalar Almanya'daki pedofil kişi sayısının ise 250 bin civarında olduğunu gösteriyor.
Uzmanlar Pedofilinin tedavi edilebilir/iyileştirilebilir olmadığı konusunda hemfikir fakat aynı zamanda her pedofilin de çocuk tecavüzcüsü olduğunun doğru olmadığını belirtiyorlar. İşte bu noktada beier'in projesi devreye giriyor: pedofili bir "tanı"dır, suç değildir. Bu projeyle, bu eğilimini hukuki bir sürece kadar ilerletmemiş fakat ilerletmesi imkanı olan kişilere dürtülerini bastırmaları konusunda yardım ediliyor. Beier, bir defa saldırıda bulunan bir pedofilin bu saldırıyı yenileme eğiliminin daha fazla olduğunu söylüyor. Bu nedenle herhangi bir vukuatı bulunmayan pedofillere danışmanlık yapmak çok önemli. Proje kapsamında danışanlara kendi sorunlarını birbirleriyle tartışma imkanı veriliyor ve bir çocukla zaman geçirmekten kaçınmak, dürtülerinin açığa çıkmasına imkan vermemek için başka bir şeye konsantre olmak, güvenilir bir kişi çağırmak ve hatta hemen ortamı terk etmek gibi davranışlar kazandırılıyor.