ilkokul birinci sınıfta başlayıp lise bitene kadar üflediğim çalgı. ilkokulda müzik dersinde zorunlu değildi çalmak. ama okul aile birliğinin desteğiyle açılmış kurslar vardı ders bitiminde. halk oyunları, bale ve müzik. hocalar okulun öğretmenleri değildi. dışarıdan tutulmuş uzman hocalardı. okul aile birliğinin desteği hocaların ücretini ödemekti. ders bittikten sonra bir saat daha okulda kalıp kursa katılmak sorun değildi. çünkü servisle gidip gelen öğrenci yoktu okulda. hepimiz okula yürüme mesafesinde otururduk. eskiden devlet okulları yalnızca kendi mahallesinden çocuk kayıt ederdi. bilmemneredeki okul çok iyiymiş, ben de çocuğumu oraya yazdırayım diye muhtarlardan sahte ikametgah almak, okula bağışta bulunmak gibi şeyler icat edilmemişti. devlet okularının tamamı aynı standartta eğitim verirdi çünkü.
bale kursuna yazdırdılar beni önce. bale kim ben kim, ilk derste hoca kambur duruyorsun diyerek sırtımı düzeltti biraz sertçe. daha o zamanlardan personal space konusunda ciddi takıntılarım vardı. ismini sonradan öğrendim ama izin alınmadan kişisel alanımın ihlal edilmesi eve zırlayarak dönmeme ve bir daha gitmem davos'a demem için yeterli oldu. bale iptal, madem öyle bari müzik kursuna git. gittim. blok flüt alındı müzik kursu için. markasını hatırlamıyorum. güzel kadife sesli ahşap bir flüttü ilk flütüm. müzik kursu yalnızca blok flüt değildi. mandolin, gitar, melodika, akordiyon çalan çocuklar da vardı. hem çalmayı öğrendik, hem de hepimizin sene sonuna kadar mükemmeştirilecek bir parçası vardı. bir de konser parçası. ders yılının bitiminde okulun sanat günü olurdu. öyle derlerdi yıl sonu müsameresine. halk eğitim merkezinde bir pazar öğleden sonrası birinci sınıfların okuma bayramı gösterilerinin tekrarıyla başlardı sanat günü. sonra kursların öğrencileri, halk oyunları, bale gösterileri ve müzik kursunun konseri. önce hep birlikte orkestra olarak çalardık. okul şarkısı falan değil. hatırladıklarım arasında mozart 40. senfoninin açılış bölümü, sonradan avrupa birliğinin marşı olan bethoven'in dokuzuncu senfonisinin bir bölümü falan var. orkestradan sonra bütün yıl çalıştığımız sololar çalınırdı. istiklal marşı ve kapanış.
sonra ortaokul başladı. seçmeli dört ders var. resim, müzik, kızlar için ev ekonomisi, erkekler için iş bilgisi. zıbın dikecek halim yok ya, müzik dersini seçtim. netice itibariyle sahnelerin tozunu yutmuşum senelerce. ilk yıl ilkokuldan kalma ahşap flütümle girdim derslere, sonra gelen müzik öğretmeni yamaha flüt istedi hepimizden. yamaha'nın sesi eski flütüme göre daha tiz ve volümlüydü. pek sevmesem de ona da alıştım. seçmeli müzik dersi ortaokul ve lise hayatım boyunca sene sonu ortalamamı yükselten bir ders oldu. ha şimdi önüme bir flüt uzatsalar hangi ucundan üfleyeceğimi bilmem. unuttum gitti zira lise bitti, flüt de bitti. ama uzun yıllar süren seviyeli bir ilişkimiz oldu kendisiyle. güzel anılarım var sayesinde.