çok kötü bir gün geçirdim. hissettiğim korkunç duyguyu tarif edecek sertlikte bir kelime bulamıyorum. işe giderken kaldırım kenarında araba çarpmış bir kedi gördüm. ilk kez bu kadar kötü durumda bir canlı gördüm. (insan dahil) çarpan kadın kaçmamıştı. o da benim gibi şoka girmişti. ne yapacağımı bilemedim. çantamı kadının kucağına atıp hemen benzinlikten karton istedim. kartonun üzerine doğru bir şekilde kediyi aldım ama nasıl aldım ben de bilmiyorum. kırıkları olduğundan emindim. çok sarsmadan götürebilmek için karton şarttı. zaten o hayvana asla dokunamazdım. ağlamaktan bakamıyordum bile.
arabaya bindik kadınla beraber. selimiye hayvan hastanesine mi götürsek dedik ama güvenemedim. aradım zaten hekimler 9.30'da geliyormuş! kimse yok! mecbur kendi kedimi götürdüğümüz kliniğe götürdük daha uzak olmasına rağmen.
hemen iç kanama için müdahale edildi. ilk etapta yapılması gerekenler yapıldı ama hayvan korkunç haldeydi! çene kırık, 2 bacak kırık. iç kanama var. çenesi yırtılmış. beyinde muhtemelen hasar da vardı çünkü duyu kaybı yaşıyordu hayvan...
hayvan bunları yaşarken, ben çarpan kadınla şu konuşmayı yapmak zorunda kaldım. bırakıp gidecek misiniz? kadın hayvanı başka bir yere (devlete ait, ücret ödemeyeceği) götürmek istedi. haklıydı belki de ne bileyim. tedavileri çok ciddi masraflı olacaktı. bir kolu paramparça. platin gerek. tedaviler uzun sürecek. en az 6 ay... 10.000 tl'den aşağı tutmazdı.
güvendiğim bir büyüğümü aradım. ondan cesaret almak için. veterineri de tanıyor. bana kedimi sahiplendiren kişi. ne yapayım diye sordum? hayvanı onunla göndermek istemediğimi, burada kendi gözümün önünde tedavi ettirmek istediğimi söyledim.
çünkü biliyorum. bunu ücretsiz tedavi edeceğim diyen belediye kliniklerine götürürlerse saniyesinde uyuturlardı. halbuki ben kimseye emanet edemeyeceğimi düşündüm. doktor felç kalabileceğini, ciddi bir bakıma ihtiyacı olabileceğini söyledi. bakacağımı söyledim. iyileştikten sonra, tedavileri bittikten sonra yanıma alacaktım.
biz bunları konuşurken, o güzel oğlan can verdi. daha fazla yuttuğu kana dayanamadı muhtemelen... zaten çok zor nefes alıyordu. kalbim delindi. ölüm gerçekliğinden ziyade, neyden biliyor musunuz?
o hayvan gibi binlercesine araba çarpıyor. başlarına binlerce şey geliyor ve oracıkta, yalnız başlarına acıyla kıvranarak can veriyorlar. bir insan yaralandığında tek tuşla ambulans geliyor ama bir hayvanın bir gram değeri yok bu ülkede.
çünkü onlardan para kazanamıyorlar. onlardan vergi alamıyorlar. onlar kendi haklarını savunamıyor. onlar ses çıkaramıyor. çok içim acıdı. o hayvan orada can çekişirken, onun tedavi masrafları yüzünden oracıkta ölüme terk edileceği ihtimalini düşünmekten...
bu düzen, bu sistem, bu vicdansızlık canımı yaktı. işte bu yüzden, insanlık hiçbir zaman gün yüzü görmeyecek. görmemeli. doğanın eğer bir dengesi, ilahi gücü varsa görmesin. hak etmiyoruz. hiçbir şeyi hak etmiyoruz.