ortalığın süper kahraman ve lgbt odaklı filmlerden geçilmediği bu dönemde, godzilla: king of the monsters ile birlikte yüreğime su serpen filmlerden biri olmuştur.
ilk iki filmin başarısını, üzerine koyarak devam ettirebilen özel filmlerden oldu benim için john wick 3: parabellum. hem konu bakımından, hem izleyiciye sunduğu dünyanın detayları bakımından hem de aksiyon bakımından dolu dolu bir seyir keyfi sunuyor tüm film.
- dövüş sahnelerinde, diğer aksiyon filmlerine nazaran daha uzun planlar kullanılması çok güzel olmuş. sonuçta john wick felsefi derinliği önde olan bir film değil. izleyicinin görmek istediği şey john wick abimizin düşmanlarını nasıl dövdüğü ve öldürdüğü. bu bakımdan çok fazla kamera atlaması olmadan, sahneleri uzun uzadıya izlemek çok güzel oldu.
- atların olduğu sahnelerde biraz abartıya kaçılmış, göze batan anlar vardı; ama olsun. o kadar kusur kadı kızında da olur.
- motorsikletler ve kılıçlarla tasarlanan köprü sahnesi çok heyecanlıydı; kasablanka sahneleri de bir o kadar güzeldi aksiyon bakımından. yine de en güzeli filmin sonunda yer alan continental savaşıydı. charon'u canlandıran lance reddick'i de aksiyon içerisinde görmek güzel oldu. aynı plan içerisinde yer alan ian mcshane'in oyunculuğu ve tavırları ise harikaydı.
- yargıç rolünü üstlenen asia kate dillon öyle güzel oynamış ki rolünü, ben bile gırtlağına çökmek istedim izlerken. o derece başarılı olmuş bence.
- filmde john wick'in eski hayatına ilişkin detayları öğrenmek güzeldi. gençliğinde aldığı eğitime yönelik atıflar da filme serpiştirilmiş güzel bir detaydı.
- laurence fishburne'un canlandırdığı bowery king'in sahneleri az olmasına rağmen bir sonraki filmde daha etkin bir rol alacağının kanıtı.
- evet, 4. film gelecek çünkü john wick çok sinirli!
- ayrıca new york'ta bulunan continental otelini konu alan "the continental" isimli bir dizi projesi olduğuna dair söylentiler var. umarım öyle bir şey yapmazlar veya hakkını vere vere, john wick evrenini detaylıca ele alacak şekilde yaparlar.