bütün bir hayatı tek kelime ile özetleyebilecek kadar çapı geniş, içi rahatlıkla hem iyi hem de kötü birçok şeyle doldurulabilecek kadar büyük, zarf olarak ise türkçenin en değersizleştirilmiş kelimelerinden biri.
mor ve ötesi "bazen"i şarkı da güzel özetler. kelimelerin zararsızlığını bazen ölçer, ihanetlerin genişliğini bazen belirler, eski defterleri açıp açmama kararını bazen alır, kaybolmuşluğun geri dönülemezliğindeki keyif veren hazzı da gene bazen damardan verir. ilk gençlik ile aptallık arasındaki ince çizgide yürüdüğün zamanları sana tek bir şarkının birkaç sözünde nefis özetler. üzerine bir de daha mutlu olamam diyerek kendini kandırdığın anları hatırlayınca, "bazen"in de keyfi yerine gelir. kandırdığın kendin, şimdiki halini ölene kadar yumruklamak ister; şimdiki halin ise halâ "bazen"in etkisindedir, keyif veren o boş hazzın dibinde çoktan hissizleşmiştir. yumruk değil, balyozla içindeki minik "bazen"leri paramparça etseniz, ruhu duymaz, taş kesilir.
bazen, en dibin en güvenli yer olduğunu düşünenlere selam olsun. ermişsiniz siz, haberiniz yok.