Bugün yazılacak pek çok konu başlığı varken bir türlü zindeliğine kavuşturamadığım aklımın yorgunluğundan yine ertelemek zorundayım. İyi bir zamanda bugünün #pride2019 hakkında, dün gerçekleşmiş bir ankara zirvesine dair söylenecekler, lgbti+ camiası ile ilgili yaşanılan deneyimlerle birlikte güncellenen bilgilerden haberdar edeceğim uzun soluklu bir günü bekleyeceğim. Ben şimdilik yıllardır ağzımda büyüyen sırrının bugün annem tarafından patladığını söyleyeyim. Beklediğim bir an mıydı, bükemediğim mekan doğru muydu, dokunulmamış uğultularımın hikayesini anlatmaya hazır mıydım bilmiyorum. Ancak ağzımdan çayı püskürterek duvarları pislediğim bir cümle kurdu.
İçimi okşayan büyük bir kahkahayı çayı püskürterek savururken sadece baktım. Evet, diyemedim. Evet, diyebilecek kadar güvenemedim anneme. Çünkü biliyorum, yol kısa.
Ağzından ilk kez eşcinsel kelimesi çıktı. İlk kez eşcinselliğe dair doktorun kendisine anlattıklarını gelip benimle paylaştı. Heyecanlıydı, sevgi doluydu, coşkuluydu. Nefretten, kinden, homofobilikten uzaktı. Aradan zaman geçti ve bugünü buldu. Duvarlara saçılmış kahkahalarımı toplayıp odama geçerken annem "sevginin cinsiyeti olmaz, kızım. Söyle emi." dedi. Yüreğim. Küt. Küt.