1. Albert Camus'un 2. dünya savaşı sırasında yazdığı denemedir. Camus bu eseri ile edebiyat alanında olduğu kadar felsefe alanında da kendinden söz ettirmiştir. Ona felsefe tarihinde de yer verilmesini sağlayan fikirlerinden biri saçma kavramını ele alışı olmuştur. O saçma kavramını mitolojik argümanlarla temellendirmiştir. Buna göre saçmanın en büyük örneği tanrılar tarafından ceza- landırılan Sisifos’un durumudur.
    “Sisyphos, Yunan mitolojisinde, yalancı, düzenbaz, Tanrılardan kaçan, onları hor gören biridir. ” Bundan dolayı tanrılar tarafından tepeye her taşındığında tekrar aşağıya düşen bir kayayı tekrar tepeye taşımakla cezalandırılmıştır. Onun cezası bu kısır döngüye hapsolmaktır. Fakat bir kâbusu andıran bu manzara karşısında Camus, Sisifos’u düşündüğümüzde onu mutsuz hayal etmememizi söyler. “Tepelere doğru tek başına didinmek bile bir insanın yüreğini doldurmaya yeter. Sisifos’u mutlu olarak tasarlamak gerekir.” Çünkü Sisifos’un mutluluğu yazgısını kabul etmesinden gelir. Bu bağlamda Camus sürekli düşen taşı “yaşam”a benzetmiştir ve saçma olgusu da burada devreye girmektedir: İnsan da beyhude olduğunu bildiği halde yaşamaya devam eder veya yaşamayı devam ettirerek bir anlamda saçmayı kabul etmiş olur.
    Modern dünyada artık sıkça karşılaştığımız bu saçma kavramı hayatın bizlere dayattığı birçok sıkıntı karşısında daha anlaşılır durumdadır. İnsan yaşayarak aslında bir anlamda bu saçmaya başkaldırır. Camus‘ye göre intiharı seçmemek ve kaderi kabul ederek yaşamak en büyük cesarettir. Çünkü intihar etmek bir anlamda “çabalamaya değmez” demektir. Camus yaşamdan taraftadır. O “kişiyi çalıştıran ve çırpındıran her şey umuttan yararlanır” demiş ve umudun insanı ayakta tutan şeylerden biri olduğunu belirtmiştir.
    Camus ‘ye göre insanın saçmayı kabul etmesi onu özgürleştirir. Çünkü kaderini kabul eden ona bir anlamda boyun eğerek başkaldıran kişidir özgürleşen kişi. Özgürleşen kişi hayatını sonuna dek yaşamak ister bütün olanaklardan faydalanmaktır onun için değerli olan.

    aslında sisifos bu cezaya karşı durarak tanrılara karşı bir tür zafer kazanab,leceğini ispat etmek üzere her gün bu kaya ile aynı şekilde boğuşmaya devam eder. çünkü kendisinin varoluş nedeninin bu çabası olduğunu kabullenir. Camus insan denilen varlığın kendisinin hayatı ve dünyayla uyumsuz bulunöasına bu ilginç denemede değinir. Bu uyumsuzluğun nedeniyledir ki insan önce varoluşuyla kendisis arasındaki uçurumu kapatmalıdır. bu ise intihar sorunuyla yüzleşebilmesiyle bağlıdır.
    #150386 ethicaysa spinoza | 6 yıl önce
    0kitap