maçın 90 dakikasınıda izleyen biri olarak çok kısa yorum yapmak istiyorum.
öncelikle diziliş, bu maç için bence çıkılabilecek iki tane diziliş vardı. 4-5-1 ve 4-1-4-1 ki şenol hoca da 4-1-4-1 çıkarak gayet mantıklı bir düşünce ile maçı kafasında kurmuş. maç boyunca topu fransaya verip, neredeyse kusursuz bir alan daraltma ve savunma yapması zaten ülkemizin galibiyetinde en önemli yere sahip. zaten 4-1-4-1 ve 4-5-1 gibi dizilişler doğru kullanıldığında büyük takımlara karşı çok verimli defansif ve kontra atak futbolu oynatır. kalabalık orta sahamız içinde de fransa'nın ileri üçlüsü kayboldu, bunun sebebi kendi orta sahamızda rakibimizin alanını çok iyi daraltıp rakibe fazla pas yaptırmamamız. 4-1-4-1'in kalabalık orta sahasını kırmanın en etkili yolu tiki-taka ve seri paslarla ceza alanına girmektir. fakat kalabalık orta sahamıza defans yaparken zaman zaman kanatların da yardım etmesi, üstünde yaptığımız neredeyse kusursuz alan daratlma ve pas trafiğini engelleme yüzünden rakibin orta sahası topu ileri üçlüye taşıyamadı. akabinde cengizin ortasında iki stoperimizin uyumu golü getirdi. ilk golden sonra kalabalık orta sahamızı geçemeyeceğini anlayan rakibimiz doğal olarak oyunu kanatlara yıkmaya çalıştı, fakat ben hasan ali kaldırım'ın bu kadar kusursuz oynayacağını hiç düşünmemiştim eğer bu kadar iyi oynamasaydı, ilk yarı bu kadar kolay olmayabilirdi. ilk yarının sonlarına doğru sadece zamanın geçmesini beklemek ve rakibin defansta hata yapmasını sağlamak çok yerinde bir taktik. bunu da yanlızca burak gibi koşan, stoperlere sürekli pres uygulayan ve onları boğan bir forvet ile yapabilirsiniz, burak pres uygularken kanatların tamamı ve orta sahadan bir oyuncumuzunda ileri çıkması, olası top kazanmamızda çok etkili bir gol fırsatı yaratabilirdi. işte bu nokta da ilk yarının sonlarına doğru maç boyunca çok kötü oynayan umtiti'yi hataya zorlayıp topu kaptık ve cengize ilettik, zaten cengiz avrupa çapında bir genç, zayıf ayağı ile uzak köşeye çok güzel vurdu ve ilk yarıyı bitirdi.
ikinci yarı da lemarın girmesini bekliyordum ama biraz erken oldu. lemarında girmesi ile oyun fransa için sol tarafa döküldü ve sol kanattan ceza sahasındaki hedef adama, giroud'a yollamaya çalıştılar. sağolsun genç zeki'miz ve zaman zaman ona yardıma gelen kaan sayesinde neredeyse hiç tehlike yaratamadılar. kalabalık orta sahamıza karşı uzaktan şut imkânı da bulmak çok zor olacağından maç boyunca silik bir oyun oynayan giroud yerine ben yedder girdi. zaten rakipte bu oyunumuz karşısında maçı kafasında btirdi.
beni en çok şaşırtan olay burak yılmazın bu kadar telaşlı olmasıydı. maç boyunca neden yerlerde gezdiğine dâir bir fikrim yok, belki taktikseldir ama bitirici vuruşları ve pasları çok aceleci ve heyecanlı gibi göründü bana. ligimizde çok daha zor pozisyonları gole çevirmiş burak, ona göre çıtır çerez gelecek golleri kaçırdı. şanssızlık ve heyecan deyip geçelim, bence o da görevini yerine getirdi ve gayet güzel maç ortaya koydu.
ben izlanda maçının çok zor geçeceğini düşünüyorum. bu maçı saymıyorum çünkü çok kolaydı ama izlanda maçı bizim için ilk ve en ciddi sınav olacaktır, onlarda bizim gibi tam bir takım. kazasız belasız atlatırsak bu özgüven ile şampiyonanın kapısı aralayabiliriz.