sosyal medyadan nefret ediyorum. mesela instagram nedir? insanlarin hayatlarinin powerpoint sunumuna donusturulmus hali bana kalirsa. "bakin ne kadar seksiyim, bakin ne kadar tarzim, bakin ne kadar egleniyorum ..." diye gidiyor liste. hatta influencer'lar diyor ki "instagramda guzel geri donus elde etmek icin soyle soyle yapin".
sosyal medya oyle bir noktaya gelmis ki evrimsel psikoloji uzerindeki etkilerini arastirmak hic fena olmaz. dedelerimizin ancak birkac omurde gorebilecegi kadar guzel kadini 10 saniye icerisinde goruyoruz en basiti. peki beynimiz boyle bir durumda nasil davraniyor? bu kadin icin de erkek icin de gecerli (erkek oldugum icin ornegi oyle verdim)
hatta insanlar istemedikleri ancak guzel olduguna inandiklari hayatlari yasamak istiyor. hicbir sey gercek degil, duygular da, fotograflar da, anlatilanlar da. hepsi zehirli birer halisunasyondan ibaret. bir sisenin icine atilmis ve cikmaya calisan sinekler gibi tipki. sosyal medyada yoksan, sosyal medyada begenilen fotograflar paylasmiyorsan toplumsal statun bile dusuyor. bu baglamda, aslinda ne yaptiginiz onemli degil. hangi okullari okudugunuz, ne kadar entelektuel oldugunuz, sohbetinizin ne kadar iyi ya da kotu oldugu burada onemini yitiriyor. onemli olan kendini nasil gosteriyorsun? bu sorunun cevabi.
cidden arkadaslar, hayatinizi bir telefona bagimli mi yasayacaksiniz? yoksa telefonlar bizim islerimizi kolaylastirmak icin mi? tiksiniyorum yasadigim dunyadan... insanlardan da.
evet cebinize bu teknolojilerin gelmesinde benim de payim var. geceli gunduzlu calisarak hem de! bana soracak olursaniz, twitter, instagram, facebook hesaplarimin hepsi var ama etkin degilim.
ben artik yeni tanistigim veya eskiden beri arkadasim olan insanlarla bir yere oturdugum zaman herkesin elinde telefon "gubik gubik" ugrasmasindan, oynamasindan resmen tiksiniyorum. kafa su mu yani? "bugun evde yeterince telefona baktim. biraz da disarida bakayim"