1725'te venedik'te doğan ve 1798'te şimdiki çekya sınırları içierisindeki dux şatosunda ölen, maceracı, çapkın, diplomat, filozof, kumarbaz, besteci, kütüphaneci, asker ve en önemlisi samimi ve dürüst bir yazar.
casanova yaptıkları ve yaşadıkları itibariyle çağımızdaki, durmadan daldan dala atlayan, aşksız ve duygusuz sevişmelerde zamanını öldüren ve bunu bir halt sanan çapkın insanlarımıza ismini versede, casanova'nın çok yanlış anlaşıldığını ve kendisinin bu özelliklerin tam tersini taşıdığını düşünmüşümdür.
sevgili casanova her şeyden önce aşka aşık bir adamdı ve sevdiği kadın için her şeyi yapmaya hazırdı. aşık olduğu kişi için o anki şöhretini, parasını, makamını veya bulunduğu şehri umursamaz, eğer ki sevgilisinin yanında olacaksa her an, her durumda olmaya razı olurdu. sevdiğini öyle tutkuyla severdi ki, hayatının bir döneminde aşık olduğu bir markizin saçlarını toz haline getirip, kurabiye yaparak onları yeme cüretini göstermiştir. yarını asla düşünmez veya hesaplamaz, o "an"da mutluysa ve kader ile talihi onun yanındaysa keyfine diyecek olmazdı. yeme-içme, kumar ve çok sevdiği venedik'i, bir sanat eseri olan tüm hayatının, dönüşümlü olarak birer parçası olmuştur.
kadınlara olduğu kadar güzel erkeklere de eğilimi olduğu söylense de, kendi otobiyografisinden, ilk homoseksüel ilişkisini, gençliğinde ziyaretinde bulunduğu osmanlı devleti'nde yaşadığını biliyoruz. sizinde tahmin ettiğiniz üzere türk topraklarında pek affetmezler.
casanova'nın bir diğer mercek altına alabileceğimiz özelliği ise çok yönlü olabilmesidir. yirmiye yakın kitap ve oyun yazmış, orkestralarda keman çalmış, hatta mozart ve salieri'nin eserlerini bestelediği lorenzo da ponte isimli venedikli opera yazarının kitabında düzeltmeler yapmış, pariste bir çeşit milli piyango idaresi kurmuş ve yönetmiş, bir dönem hafifmeşrep kişiliğine rağmen subaylık bile yapmış ve hayatının son dönemlerine doğru kütüphanecilik yapmıştır. dönemin avusturyalı devlet adamı prens charles de ligne, kendisi için "dünyada yatkın olmadığı hiç bir şey yoktur" der. sanırım bu tek cümle kişiliğinin bu özelliğini anlatmak için yeterde artar bile.
her ne kadar hayatının sonuna doğru istediği gibi yaşayamasa ve çok sevdiği venedik'inde olamasada, anılarını 70 küsur yaşında olmasına rağmen en ince ayrıntısına kadar yazma lütfunda bulunmuş ve böylesine harika bir hayatın izlerinin günümüze kadar ulaşmasını sağlamıştır.
1700 lü yıllara kişiliği ve yaptıklarıyla damgasını vuran casanova, gerçekten ciddi anlamda araştırılmaya değer bir karakterdir. günümüzde casanova ismi malesef ki içi boşaltılğından ve sadece ucuz bir kadın avcısı olarak görüldüğünden, diğer özellikleri gölgeler altında kalmakta, derin bir bilgi birikimine sahip olan filozofumuz anlaşılamamaktadır.
sonuç olarak tekrar çapkınlık meselesine dönersek eğer, umarım ki duygusuzca birlikte olduğumuz insan sayısına göre değil, gerçekten onun gibi yürekten sevdiğimiz ve bu sevgimiz uğruna her şeyi yapabileceğimiz bir karaktere sahip olduğumuz zaman onun ismini hakederiz ve onurlandırırız.