uzun süren sürgün yıllarından sonra, sscb'ye döndüğünde çok buluşmak istediği halde bir türlü dmitriy dmitriyevich shostakovich ile buluşamayan; buluştuklarında ise aralarında sadece
"puccini hakkında ne düşünüyorsun?" (şostakoviç)
"ona katlanamıyorum" (stravinsky)
"ben de" (şostakoviç)
şeklinde üç cümlelik bir muhabbet geçen besteci.
sen o kadar "ya bu şostakoviçle nasıl bir türlü denk gelemiyoruz?" de, buluşmak için kendini parala. sonuç da bu olsun...