1. uyardığınızda; gündüzse "saat daha kaç ya, bu saatte de son ses müzik dinleyemeyecek miyiz?", gece ama çok geç değilse "işten eve geç geldim, biraz kafa dağıtmayayım mı be?", çocuklu aileyse "çocuk işte, anlatıyoruz, anlamıyor. n'apabiliriz ki?" tepkisiyle karşılaştığınız gürültü çeşidi.

    apartman gürültüsü açısından çocuklu ailelerden çok çektim ben. şu "çocuk işte" tepkisinden sonra gözlerimin karardığını bile hatırlıyorum. empati yeteneği olmayan, hayatına kütük olarak başlamış, kütük olarak öleceği de belli olan, müstakil evdeymişçesine rahat olduğu apartman dairesinin kapısının kapattıktan sonra, içeride olan hiçbir şeyin dışarıdakiler tarafından bilinmeyeceğini, duyulmayacağını düşünen ve hepsinden önemlisi, elindeki koz "ev sahibini tanıyorum" olan insanlar ve aileler bu gürültüye karşı tepkinizin şiddetini değiştirebiliyor. bizde de aynı sorun var ve bokum bokum olaylar yaşadık bir süre. en son, hatuna "yeter, boşver. yoksa ben katil olacağım bak" dedim ve pasifleştik.

    gecenin köründe 7-8 yaşındaki erkek evladının evde ayaklarına nal çakılmışçasına ses çıkartarak top oynaması, -saatten bağımsız olarak- annenin elektrik süpürgesiyle temizlik yaparken radyoyu son ses açıp sikko sikko pop şarkılarını bizimle birlikte tüm mahalleye dinletmesi, benim hatun uyarmaya çalıştığında "daha saat 3 ya, bu saatte de müzik dinleyemeyecek miyiz?" demesi benim yaşadıklarımın bir bölümü. bu erkek çocuğa sünnet yaptı bunlar evde. ben bu kadar yüksek sesli müzik ve evde dolaşan "nallı atlar" olan başka bir evi uzun süre dinlemedim. evden kaçıp gitmek zorunda kalmış, akşam geri dönmüştüm. bir yerden sonra iş inada döndüğü için ben de izin günlerimde küçük aralıklarla son ses dark tranquillity falan açtım. birkaç gün içinde ev sahibinin beni araması, "üst katınızdakiler sizden şikayetçiymiş lake, hayırdır olm, n'oldu?" demesi üzerine "abi, kapat, ben seni arayayım birazdan" diyerek üst kata koşarak çıkmam, kapıyı yumruklamama rağmen açmamaları da komşu gürültüsünün benim için ulaştığı en yüksek tepki noktasını oluşturuyor. birbirimize girmemiz çok yakın, saçlarımı kement gibi kullanıp o veledizinanın bacaklarına şaklatacağım gün gitgide yaklaşmakta; hissediyorum.

    modern görünümlü, "bundan iyi komşu olur" dahi diyebileceğiniz insanlar komşu olunca canavarlaşabiliyor. "bir tek benim hakkım önemli, diğerlerininkinin üzerine benzin döküp yakmalı" mantığına çarçabuk bürünebiliyorlar. polis arayıp şikayet etmek de, işlerin sarpa sarması ve bundan sonra "birbirlerinin açığını arayan komşular" düzeyine çıkamanıza neden olabilir. ben önermiyorum ama sinirinizi kontrol edemiyorsanız, arayın tabii. fight fire with fire taktiği, özellikle öfkesini kontrol edemeyen türk insanı için fazlasıyla riskli.
    #145563 lake of the hell | 6 yıl önce
    0genel terim