1. Engelliler haftası her yıl 10-16 mayıs tarihlerinde Birleşmiş Milletlere bağlı 156 ülkede kutlanan özel bir gün bla bla bla. Kısacası ülkemizde göstermelik ve birleşmiş milletler üyesi olduğumuz için kutlama adı altında yetersiz şeyler yapılan bir haftadır. Sonrasında unutulur gider.

    Ülkemizde çeşitli kaynaklara göre 8-12 milyon özel gereksinimli birey mevcuttur. Bunların hepsinin raporu yoktur. Haliyle çeşitli veriler tam bir sonuç vermez.

    Engellilik nedir? Engelli birey kime denir? Çeşitli tanımlar vardır bu konuda. Mesela 5378 sayılı kanunun ilk çıkışı yani 2005 yılında “Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılama güçlükleri olan ve korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişi” olarak tanımlanmıştır. Fakat benim değerli ve önemli bir kişiden duyduğum en mantıklı tanım “Özel gereksinimli bireylerdir.” olmuştur. Peki bu insanların sorunları genel olarak nelerdir?

    Bizim ülkemizde engelli raporu almaya kalkarsanız ve %40’ın altında bir rapor verilirse yasal olarak hiçbir hakkınız yoktur. Yasalar sizi ne engelli ne engelsiz bir birey olarak arafta tanımlar. Eğitim hakkınız bir şekilde sekteye uğrar veya çeşitli sebeplerle üst noktaya taşınamaz. İş görüşmelerine gidersiniz ve en ağır işlerden biri olan mermer işçiliği, meydancılık görüşmelerinde kendinizi bulursunuz. Şirketler yasal zorunluluk olan özel sektörde %3 engelli birey çalıştırma zorunluluğundan dolayı iş görüşmesi düzenler ve kimseyi almaz. Böylece kendilerine zaman kazandırırlar. Devlette şu an 9379 engelli çalışan açığı varken, 2019 ekpss atamalarının tarihi bir türlü belirlenemez ve beklemek zorunda kalırsınız. Şöyle bir durum da vardır. Eğer eğitiminiz kısıtlı ve puanınız az ise devlet sizi hizmetli olarak işe alır ve yardımcı hizmetler sınıfı adı altında yapmadığınız iş kalmaz. Toplum ise size acıyarak ve arasına isteyerek veya istemeyerek kabul etmeyerek dışlar, ortada kalırsınız. Ebeveynleriniz ise “Biz öldükten sonra ne olacak.” diye triplere girer, iyi niyetle bir şeyler yapmaya çalışır. Bunların hepsi bir şekilde tecrübe edilmiş veya tanık olunmuş şeylerdir. İstisnaları yani bunları hiç yaşamayanlar da vardır.

    Peki engellilerin sorunları nelerdir? Engellilerin 3 büyük sorunu vardır.

    1- Evrensel tasarım: Yaşınız ve durumunuz ne olursa olsun bütün insanlara hitap edecek şekilde düzenlenen tasarıma denir. Ronald L. Mace tarafından ilk defa ortaya atılmıştır.

    2- Eğitim: Herkese eşit şartlar sağlayan bir eğitim sistemi gereklidir. Bir bakıma fırsat eşitliği sağlanmalıdır.

    3- İstihdam: Kimse birilerinden engelli kontenjanı talep etmek zorunda değildir. Hepimiz evrensel tasarımı ve eğitimi tam anlamıyla başarabilirsek zaten istihdam kendiliğinden gelecektir. Fakat şartlardan dolayı şu an engelli kontenjanı önemli ve denetime muhtaçtır.

    Çok güzel yasalar da çıkartmışız. Görünürde varlar ama uygulamada her şey yetersiz.

    Çözüme gelecek olursak evrensel tasarım, kabul ediyorum kimsenin umurunda değil. Hala çoğu kamu binalarında rampa bile yoktur. Devlet bile kendi çıkardığı yasaları uygulamakta yetersiz kalmışken ve üstüne düşmüyorken diğerlerinden beklemek hayal olur zaten. Evrensel tasarım dersi yanlış bilmiyorsam en son ülkemizde sadece İstanbul Teknik Üniversitesi’nde vardı. Var olmasına var da o da seçmeli olarak var. Kontrol ettim, hala seçmeli. Öncelikle başlangıç olarak bu dersi eğitim planlarımıza bir şekilde sokmalıyız. Şu an zaten her şey hayal.

    Engelli bireylerin belki de en büyük sorunu eğitimden bir şekilde mahrum kalmış olmak. Üniversiteye girerken olduğu gibi bırakırken de hiç kimsenin umurunda olmuyorsunuz. Basit bir örnekti sadece. Eğer normal kabul edilen insanlarla birlikte eğitime devam edebilecekse küçük yaşlardan itibaren bu çocukların bir şekilde sisteme entegresi yapılması ve takibinin yapılması gerekiyor. Görme, işitme veya mental engelleri olan bireyler için de okullar yetersiz. Biliyorum eğitim sistemi çok güzel de sadece bunlar eksik değil. Fakat bunları da bir şekilde sağlamalıyız. Üniversitelerde engelli öğrenci birimleri var. Fakat yapabildikleri tek şey sınav puntolarını ayarlatmak gibi basit şeyler. İyi niyetli insanlar ama bir ağırlıkları yok.

    İstihdam ise eğitimin yoksunluğunun sonucunda günümüzün en büyük problemi. Bu bireyler çoğunlukla kendi hayatlarını idame ettirecek düzeye gelemiyorlar. Bu aşamada pozitif ayrımcılığın kaçınılmaz olduğunu ve acilen üst düzeyde denetlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlayabilirsek zaten istihdam kolaylaşacak. Tabii ki işsizliğin resmi rakamlara göre %15’e yakın olduğu bir ortamda bunların olabileceğinden bahsetmiyorum.

    Not: Engelliler haftası yaklaşırken bir farkındalık amaçladım. Benim düşüncelerimdir, eksiklikler veya hatalar olabilir. Kendime bir söz vereyim burada. Harekete geçeceğim artık.
    #141744 rekoba | 6 yıl önce
    0belirli gün