Bununla ilgili kesin ve net bir bilgi maalesef yoktur. Çünkü masonlar kendilerine ait belge ve bulguları ortadan kaldırarak yazılı belge bırakmama yöntemini izlemişlerdir. Kesin olmayan bilgiler doğrultusunda masonik kaynakların tarihi mö 4000 yılına dayanır. Ama masonluk öyle bir şeydir ki bununla ilgili 18. Ve 19. Yy da mason yazarlar tarafından kaleme alınmış kitapların bile birbiri ile çelişkileri çok fazladır. Bazıları Kelt Rahiplerine kadar götürür bazıları eski mısırlıların dini olan ikhnaton ile isis-osiris kültürüne bağlayanlar da vardır.
İlk doğuş efsanesinden başlayabiliriz. Hiram usta efsanesi ve operatif masonluk. Masonik yayınlardaki en fazla tekrar edilen efsane hiram usta efsanesidir. Hz.Davut’un başladığı Hz. süleymanın tamamladığı “hz süleyman mabedi” , Hiram usta efsanesinin başlangıcı anlamını taşımaktadır. Masonik yayınlara göre bu mabette 40 bin işçi çalışmıştır. İşçilerin başında ise hiram usta vardır. Hiram usta işçilere mimarlık bilgilerinin bir kısmını öğretir o dönemde hiçbir işçinin “sırrını” başka bir işçi bilmezdi, bilemezdi. Hiram ustadan ustalık sırrını öğrenmeye çalışan birkaç kalfa hiram ustadan olumsuz cevap alınca onu bugün masonların sembolleri arasında yer alan çekiç, gönye ve pergelle onu öldürürler. Cinayet ortaya çıkmasın diye onu mabedin yakınlarında bir akasya ağacının altına gömerler. Rivayete göre hz. Süleyman katilleri bulup cezasını verir ve yeni mimar tayin edip işi devam ettirir. Hiram ustanın cenazesine katılan 40 bin işçi bugünkü masonluğun temelini atar.
Bir diğer rivayetimiz ise “tapınak şövalyeleridir” Tapınak şövalyeleri 1.Haçlı seferinden sonra filistin de kurulan işgalci “haçlı krallığı”nı korumak üzere kurulmuş ordu-tarikat karışımı bir örgüttür. Bu örgüt zamanla hıristiyanlıktan kopmuş ve 14. Yy başında papa ve fransa kralı tarafından gerçekleştirilen bir operasyonla dağıtılmıştır. Ancak rivayete göre tapınak şövalyeleri yok olmamış yerin altına çekilmişlerdir ve nesilden nesile aktarılacak bir geleneği oluşturmuşlardır.
Masonluğun iki temel çıkış başlığı da “Hıristiyan Avrupa da Operatif masonluğun çıkışı.” Bir diğeri de “Dünya da ilk büyük mason teşkilatlanması ve spekülatif masonluktur.”
(bkz: operatif masonluk ) Hıristiyanlığın Avrupa da yayılması ile birlikte dini yapılar bütün görkemleri ile ortaya çıkmış ve mimarlar arasında yarış başlamıştır. Papalar ve krallar mimarlara büyük saygı gösterip onları vergiden muhaf tutmuşlardır. Operatif masonluk inşaat ustaları arasında geçen bir topluluk bir oluşum haline gelmiştir ama zamanla bunu yıkan bir durum olmuştur.
(bkz: spekülatif masonluk ) Bu toplulukta inşaat ustası olmayan kişileri de mason olarak kabul etmeye ve giderek sayılarını arttırmaya başlamışlardır. Ve İngiltere de “İngiltere büyük locası”nı kurarak operatif masonluğu tarihe gömmüşlerdir. Spekülatif’in operatifden farkı spekülatif de tanrıya yani Allah a ve dinlere inanç yoktur. Onlar doğayı ve bilimi kendi içlerinde ilah olarak kabul ederler. Allah ı reddettiklerini söylemezler çünkü kendi içlerinde oluşturdukları ilaha inanırlar. Operatif masonlukta öyle bir durum yoktur. Her üyenin hür inancı vardır. Herkes istediği dine inanır ve istediği şekli istediği duyguyu ilah olarak kabul eder. Bununla ilgili birçok bilgiye (bkz: isa tatlıcan ) ın “türkiye de masonluğun gizli tarihi” adlı kitabından ulaşabilirsiniz.