bellerophontes veya bellerophon yunan mitolojisinde korinth kralı glaukus ile okyanus tanrıçası eurynome’nin oğludur. athena’nın yardımı ve yeteneğiyle uçan at pegasus’u ehlileştirip, kimera (chimera) adlı canavarı öldürmüştür. “canavar katili” veya “belleros’u öldüren” olarak da çözülebilen bellerophontes kelimesinin etimolojisi tartışmalı olup, phontes’in “katil” anlamı açıkken çeşitli yazarlarca belleros’un mızrak anlamına gelebileceği veya likyalı bir iblis veya korinthli bir asilzade olabileceği teorileri ileri sürülmüştür.
efsaneye göre kahraman olmak isteyen bellerophon, kahin polyeidus’un tavsiyesiyle bir gece athena sunağı üzerinde uyumuştur. rüyasında tanrıçayı elinde altın bir yular ile görmüş ve uyandığında yuların kendi ellerinde olduğunu görmüştür. poseidon ve athena tapınaklarını ziyaret edip kanatlı at pegasus’u bulmuş ve altın yuları vurduğu atın sırtına çıkıp kullanmayı başarmıştır. başından geçen pekçok hadise ve başarıyla tamamladığı görevler sonucu yeryüzünde elde ettiği kahramanlıklar sonrasında gururlanıp pegasus’un üzerinde olympos dağına tanrıları ziyaret etmeye gitmeye kalkınca cüreti zeus’u kızdırmış, kibri yüzünden zeus’un öfkesine maruz kalmıştır. zeus’un gönderdiği bir at sineği pegasus’u sokunca at acısından onu üzerinden atmış, bellerophontes çok yükseklerde uçmaya çalışırken dünyaya düşmüş, ölmemiş ama kalan ömrünü topal ve yalnız birisi olarak geçirmiştir.
klasik mitolojide net bir hiyerarşi vardır, tanrılar en üsttedir, onların altında ölümlüler ve en aşağıda da hayvanlar bulunur. kahramanların ise bu çerçeve içindeki yerleri belirsizdir. onlar ölümlüdürler ama ebeveynlerinden biri genellikle ilahi biridir. bu bazen onların hadlerini aşmalarına neden olur. var olan pozisyonlarından daha yüksek bir konuma gelmek isteyen varlıklar haline gelirler. hırsları onları çok yükseklere getirebilir ama en sonunda üzülmelerine de neden olur. bellerophontes de haddini bilmezler arasında yer alan ve bunun bedelini ödeyen kahramanlardan sadece biridir.
babası daedalus’un uyarılarına kulak asmayan, gökyüzünde yükseldikçe yükselen ve güneşe fazlasıyla yaklaşan ikarus da güneş tanrısı helios’un bunu kendisine karşı bir saygısızlık olarak algılamasıyla onun gazabından nasibini almış, bal mumumdan kanatlı erimiş, denize düşmüş ve boğularak ölmüştür. phaeton ise babası güneş tanrısı helios’un at arabasına binmekte ısrar edip atların kontrolünü kaybedince ölmüştür.
tevazu sahibi olmamaları mıydı onları ölüme götüren yoksa yersiz cesaretleri mi? cesaret bir şeyleri başlatmak için birebirdir kuşkusuz, ancak devamında hazin sonlar yaşanmaması için kontrollü olmak gerekir.