inanna, sümer medeniyetinde güzelliğin, şuhluğun, çekiciliğin, şefkatin, hırsın, kavganın, önderliğin, kurnazlığın ve en önemlisi bereketin ve çoğalmanın sembolü olmuştur. sümerler’den sonra ortaya çıkan sami kökenli babil uygarlığında "iştar" adını almıştır.
mö 3000 yıllarında, sümer düşünür ve din bilimcileri, sümer’in önde gelen şehirlerinden uruk’un baştanrıçası olarak kabul ettikleri sevgi kaynağı, çekici ve fettan inanna’yı kralları ile evlendirirlerse, onların verimlilik gücünün ülkelerine bolluk ve bereket getireceğini düşünmüşlerdir. bunun için kral dumuzi’yi çoban tanrısı yaparak tanrıça inanna ile evlenmek üzere seçmişlerdir. bu evliliği anlatan bir çok farklı şiir ve hikaye mevcuttur fakat bunlardan en önemlisi ve yaygın olanı, inanna ile çoban tanrısı dumuzi’nin, ülkeye bereket sağlayan evlenmesidir.
büyük bir aşk ve zevkle başlayan bu evlilik ne yazık ki, inanna’nın yeraltı dünyasına gitmesi ile acı bir duruma dönüşür. inanna, yeraltı tanrıçası olan kız kardeşi ereşkigal’i görmeye gider. ereşkigal, inanna’nın yeraltı dünyasına sahip olmak istediğini düşünerek yeraltı kuralına göre onu bir cesede dönüştürür. diğer taraftan kardeşinin kocası dumuzi’yi baştan çıkarsın diye, yeryüzüne bir kız gönderir. tanrıça, veziri ninşubur’un yalvarmasıyla bilgelik tanrısı enki tarafından kurtarılırsa da, yerine birini bırakması gerekmektedir. inanna yerine birini bulmak üzere şehir şehir dolaşmaya başlar. gittikleri yerlerdeki tanrılar, inanna’nın yeraltında kalmasının üzüntüsüyle çuval elbiseler giymiş, tozlar içine bulanmışlardır. tanrıça kıyamaz hiçbirini vermeye. nihayet uruk şehrine geldiklerinde, kocasını en iyi giysiler içinde, başında tacı ve kucağında bir kızla tahtında kurulmuş olarak görür, çok kızar ve kız öldürülür, dumuzi yeraltına götürülür. yani kendisinin yerine yeraltına gönderdiği kişi olmuştur dumuzi.
sonradan yaptığına çok pişman olan, fakat kocasının cezasız kalmasını istemeyen inanna’nın yardımıyla geştinanna, tanrılar meclisinden kardeşi dumuzi yerine yarım yıl yeraltında kalmayı isteyerek, yarım yıl kardeşinin yeryüzüne çıkmasını sağlar. dumuzi, yeryüzüne bahar zamanı çıkarak karısıyla birleşir. işte bu birleşme sonucu yeryüzünde bütün bitkiler yerden fışkıracak, hayvanlar yavrulayarak, yumurtlayarak çoğalacak, her tarafa bereket gelecek diye düşünmüş sümer dincileri ve o günü yeni bir yılın başlangıcı olarak kabul etmişler. bu birleşmeyi de ülkenin kralıyla yüksek düzeydeki bir rahibeyi her yeni yılda büyük şenliklerle evlendirerek sembolize etmişlerdir.
inanna ile iştar’da şekillenen bereket tanrıçası kavramı, ileriki asırlarda medeniyetler ve kıt’alar arası bir yolculuğa başlar. inanna yahut iştar, roma’da “venüs”, yunan’da “afrodit”, kenanlılarda ve ibranilerde “astarte”, asur, babil, hitit ve diğer kadim halklarca iştar veya eşdar, eski mısır’da "osiris", fenikelilerce “adonis”, roma döneminin anadolusu’nda "attis" ve hristiyanlık öncesinin pagan avrupa’sında "ostara” olur. pagan dönemi avrupalıları’nın tanrıçaya hürmeten her sene bahar ve bereket şenliği olarak kutladıkları ostara bayramı, hıristiyanlıktan sonra halk arasında isa’nın yeryüzüne çıkması, bereket getirmesi inancına dayanan ve yumurtalarla kutlanan “ester” yani “paskalya” bayramı olur, almanya’da “ostern”, halkımız arasında ise hızır ile ilyas peygamberlerin birleştiği düşünülen “hıdrellez” şenlikleri dumuzi’nin yeraltından yeryüzüne yükselme motifinin ve kutsal evlenme töreninin bir uzantısıdır.
batı dünyasına eski yunan, roma ve paganizm yoluyla sızan ve hüviyetlerini isim değiştirerek muhafaza eden sümer tanrıları islam alemine bir de efsane kahramanı şeklinde girerler. bu kahramanlardan biri "leyla ile mecnun" hikayemizdeki leyla’dır, inanna bizim meşhur leyla’mız olur. leyla ilahi bir sevgilidir, her kadın aslında bir leyla’dır, inanna’daki ilahi unsur, leyla’da da vardır. inanna biraz önce değinildiği gibi zamanla venüs ile özdeşleşmişti ve venüs sadece geceleri görünür. "leyla" ismi, arapça’da "gece" demek olan "leyl" kelimesinden gelir, "geceye ait" demektir. inanna, sümer kabartmalarında yanında bir arslanla beraber yeralır; arslan inanna’nın ilahi gücünün sembolüdür ve bizim hikayemizdeki leyla’nın yanında da mutlaka bir arslan yahut kaplan vardır ve mecnun ne zaman leyla’ya yaklaşmak istese karşısına bu arslan çıkar. leyla ile mecnun’un ayrılıkları inanna ile dumuzi’nin ayrılığının benzeridir ve hikayenin eski versiyonlarındaki semboller de sümer mitolojisindeki sembollerin ya tıpatıp eşi, yahut asırlar sonrasına uyarlanmış şekilleridir. sözün kısası, sümer zamanının tanrıça inanna’sı, bizde hemen herkesin bildiği bir efsane-masal halinde hala yaşamaktadır.
kaynak: muazzez ilmiye çığ, gönül tekin, samuel noah