şimdiye dek olanların içinde en süper ve en verimli eğitim sistemi.* 27 yıldır eğitim ve öğretimin içinde bulunan bir öğretmen olarak yurdumun eğitim ve sistem olayını henüz çözemedim. 60 aylık bebeler elimize geliyor, bildiğin bebe. 66 ayını dolduran ve üstü kayıt edilir dediler, ayına bile bakmadan kayıt ettiler. (İlkokulların birinci sınıfına, kayıtların yapıldığı yılın eylül ayı sonu itibarıyla 66 ayını dolduran çocukların kaydı yapılır. Gelişim yönünden ilkokula hazır olduğu anlaşılan 60-66 ay arası çocuklardan, velisinin yazılı isteği bulunanlar da ilkokul birinci sınıfa kaydedilir. Okul müdürlükleri, yaşça kayıt hakkını elde eden çocuklardan 66, 67 ve 68 aylık olanları, velisinin vereceği dilekçe ile; 69, 70 ve 71 aylık olanları ise, ilkokula başlamaya hazır olmadıklarını belgeleyen sağlık raporu ile okul öncesi eğitime yönlendirebilir veya kayıtlarını bir yıl erteleyebilir.) veliler başımdan gitsin rahat rahat günümü geçirip, güne gideyim lak lak edeyim diye bebeleri okula kayıt ettiriyorlar ya da benim bulunduğum bölgeler böyleydi. o kibrit çöpü gibi parmaklar ve minicik eller henüz o korkunç el yazısına hazır olmuyor ne yazık ki. ilk 2 hafta oyun hamuru çizgi çalışması derken el kaslarının gelişimi sağlanır sanıyorlar, sağlanmıyor. iki haftada mucize olmuyor. ana sınıfından gelmiş olmaları da bir şeyi değiştirmiyor. kollarına açıp kucağına al diyenler, kucağımda uyuyanlar, şuraya örtü ser, oyuncak getir oyun oynayalım diyenler, altını ıslatanlar, sırada uyuyakalanlar bu sistemin ürünleri. her çocuğun yedek bir kat çamaşırını alıyorum annelerden. üstünü ya da altını ıslatanların üzerini değiştiriyorum. sadece 2 teneffüse çıkıp çay alabiliyorum. diğer teneffüsler çocukların yanındayım. bahçeye anca birlikte çıkıyoruz. ya koridorlarda ya da sınıfta geçiriyoruz teneffüsleri. beslenme konusuna hiç girmiyorum. bu minnacık bebelere okuma yazma öğretiyoruz. çocuğa, bilinçsiz ailelere ve bizlere çok fazla eziyet bu. kısaca bu eğitim sisteminde birinci sınıflar olarak içler acısı durumdayız.