1. paralel evren, esas olarak kuantum fiziğinin, kozmolojinin ve bir yandan da felsefenin konusudur. şu an içinde bulunduğumuz, yaşamımızı sürdürdüğümüz evrenle bağlantılı olduğu düşünülen başka alternatif evrenlerin ve bu evrenlerde alternatif kopyalarımızın var olabileceğini söyleyen paralel evren kuramı albert einstein etkisinde amerikalı fizikçi ve matematikçi hugh everett tarafından ortaya atılmış bir fikre dayanır.

    takvimler 1950 yıllarını gösterdiğinde hugh everett için "dünyayı değiştirebilirim" etkisi yirmili yaşlarında da sürmüştü. daha ortaokuldayken bile einstein'a bilimsel bir soru yazıp gönderen hugh everett, 1954 yılına gelindiğinde 24 yaşında çoklu evren modelini açıklayacaktı. çoklu evren modelini "var olan atom altı gerçekliğinin tüm versiyonlarının içinde, biz neden sadece bizi çevreleyen tek dünyayı görüyoruz ki ?" diyerek basitçe açıklamış fakat genç ve tecrübesiz olması gerekçesiyle, aynı zamanda teorisinin dönemin önemli isimlerinden bohr (hani şu atom modeli sahiplerinden biri olan bohr'un)'un kopenhag yaklaşımına karşı bir tavır olarak görülmüş olması sebebiyle bilim dünyası karşısında durmuştu. bunun üzerine o da kendini bambaşka alanlara yöneltmişti ki 1970'lerde paralel evrenler tekrardan tartışma konusu yapılana kadar.

    paralel evren kuramı ile çoklu evren modelini birbirinden ayırmakta önem görüyorum çünkü bu ikisi birbiriyle bağlantılı fakat ayrı iki "şey". çok evren bir model, dahası paralel evren kuramını içine alan bir model. çoklu evren, birbirinden başka, sonlu ve sonsuz var olan olası evrenlerin hipotezsel toplamını; her bir evrenin doğasını ve bu evrenler arasındaki bağlantıyı
    içerir. daha basit anlatımıyla içinde yaşadığımız evren, çoklu evrenin küçük bir kısmını oluşturmaktadır.

    gelelim bizi daha çok ilgilendiren ve heyecanlandıran konuya: paralel evrenlerde kopyalarımız var mı? bunun cevabını ancak, konunun bilimsel ve teorik kısımlarına değindikten sonra verebiliriz. söz konusu çoklu evren modelinde paralel evrenlerde kopyalarımız olmak zorunda değil. çoklu evren modeline göre kainatta sonsuz sayıda farklı evren var ve bizimki de bunlardan biri. bizim evrenimizle paralellik gösteren evrenler mevcut ama bunun dışında evrenler de var.

    çoklu evren modeline ek olarak bir başka model ise 1970'li yıllarda felsefede meydana gelen ve tüm muhtemel evrenlerin eşit derecede gerçekliğe sahip olduğunu savunan modal realizm'dir.

    bu konuda birkaç başka teori vardır ki sayılarla kendini ifade eder. sicim teorisi, evreni oluşturan temel parçacıklar tek boyutlu süper küçük sicimlerden meydana gelir derken. sicim teorisine göre, kainatta 10 üzeri 500 evren bulunur. bunlardan biri yaşadığımız evren. işte aradığımız teori bu. sicim teorisi, bizim bildiğimiz daha doğrusu anladığımız çoklu evren modellerininin tanımlayıcısı.

    bir başka teori ise zar kozmolojisi. buna göre bizlerin diğer evrenlerde kopyaları yok ancak, paralel evrenler mevcut. bizim evrenimiz dört boyutlu ve içinde olduğu beş boyutlu kainata dik şekilde dizilmiş herhangi bir evren.

    kafanızın karıştığını sezebiliyorum. fizik, özellikle de kuantum fiziği kafa karıştırıcıdır. ancak bu, durumu somut görsellerle anlatmanın zorluğundan kaynaklanıyor.

    çoklu evren modellerine göre evrenlerin çarpışmaları, birleşmeleri, birbirlerine temas etmeleri bizim fizik yasalarımıza göre geride bir iz bırakarak gerçekleşmelidir. bilim insanları ise bunu kanıtlayacak bir sonuç hala elde edebilmiş değil. stephan m. feeney’nin de dahil olduğu bazı bilim insanları 2000’li yıllarda wilkinson mikrodalga yönlülük sondası verilerini analiz ederek, paralel evrenlerin çarpıştığına ilişkin ön kanıtlar bulmayı denediler. başaramadılar. sonradan aynı şekilde planck uydusu'nun verileriyle analizler yapıldı ve yine başarılı olunamadı.

    peki paralel evreni kanıtlayabilecek bir yol, bir yöntem yok mudur? bilim adamları tam olarak bunun üzerinde çalışıyorlar ve kütle-çekim dalgalarını analiz ediyorlar. eğer paralel evrenler mevcutsa evrenimizdeki kütle-çekim dalgalarına çarpabilir ve yıldız ışığının polarizasyonunu etkileyebilir. bu, kesinlikle paralel evrenlerin varlığına bir kanıt olacaktır.

    sonuç olarak paralel evrenlerde kopyalarımız var mı sorusu, paralel evren modellerine göre çeşitlilik gösteriyor. paralel evrenlerin doğruluğunun kabulü olmaksızın kopyalarımızın olduğunu doğru kabul etmek yanlış olacaktır. fakat, paralel evrenleri var olarak kabul edip, kopyalarımızın olduğunu düşünelim. neler olurdu? paralel evrendeki benler, bizler ne ile uğraşıyor olurlardı?

    ansızın kendinizi mutsuz hissettiğiniz, sebepsizce ağladığınız, sebepsizce güldüğünüz oldu mu? bu paralel evrendeki eşbeninizin haline göre şekil aldığınıza işaret ediyor olabilir. bu bir kenarda dursun. biz seçimlerimizin yeni evrenler oluşturduğu iddiasına değinelim. yaptığımız her seçim, yöneldiğimiz her farklı yol yeni bir paralel evreni doğurmakta. çok basit bir şekilde milyarlarca evren oluşturabilirsiniz. okuldan eve doğru gittiğinizi varsayalım. yürürken ayakkabınızın bağının çözülmüş olduğunh fark ediyorsunuz ve yürümeye devam ediyorsunuz. işte tam da bu an da ayakkabınızın bağının çözüldüğünü fark edip onu bağladığınız yeni bir evren oluştu denilebilir. şu an ki evrende biraz yürüdükten sonra eve ulaşmak için bir yol ayrımına denk geldiniz. sol yolu seçip yolunuza devam ediyor ve eve ulaşıyorsunuz. yine bu an da sağ yolu seçtiğiniz bir evren daha oluşuyor. ayakkabınızın bağını bağlayıp yürümeye devam ettiğiniz paralel evrene dönüş yapalım. bu evrende yürüyorsunuz ve karşınıza yine iki ayrı yol çıkıyor; bunlar şu anki evrenimizdekiyle aynı yollar. ayakkabınızı bağlarken kaybettiğiniz zaman içerisinde sol yol da bir trafik tıkanıklığı oluşuyor. yolunuza düz devam ediyorsunuz. işte yine burada paralel evrenden bir başka paralel evren doğuyor ve ayakkabınızın bağını bağlayıp düz yoldan gittiğiniz bir ihtimal meydana geliyor.

    farklı bir örnekte ise günlük hayattan basit bir unsur yer alıyor. bir futbol müsabakası için bahis oynuyorsunuz. bahsiniz tutarsa yüklü miktarda para elinize geçecek. tutmazsa büyük zarar edeceksiniz. bahsinizin tuttuğu ve tutmadığı iki farklı evren meydana geliyor denilebilir. seçimlerin evrenler doğurduğu iddiası bu şekilde işliyor.

    buna çok iyi bir örnek video oyunlarıdır. the walking dead isimli diziyi çoğunuz bilir. bu dizinin 2012 yılında telltale games tarafından geliştirilip yayınlanan beş bölümlük bir oyunundan bahsediyorum. oyunun konumuzla ilgisi tıkla ve oyna mantığında işleyen bir oyun olması. hikayenin akışı içerisinde bazı seçimler yapmamız gerekiyor ve bu seçimlere bağlı olarak hikaye şekilleniyor. hikayeyi biz şekillendiriyoruz. öyleki karakterler yaptığımız seçimlere göre hareket ediyorlar. yeri geldiğinde bazı karakterlerin ölümüne bile karar verebiliyoruz ya da bu seçime bizi daha önceki seçimlerimiz getirmiş oluyor. aynı the walking dead oyunundaki gibi bizi bambaşka sonlara götüren birçok hikaye yazıp bu hikayelerin her birini paralel evrenlere adıyoruz.

    matrix filminin mantığı da bir yerde paralel evrenlere işaret eder. neo'nun yaşadığı dünyanın sanal bir dünya olduğunu anlaması bunu kanıtlar nitelikte.

    how i met your mother isimli diziden bir örnek. 2x15 tüm bölümün spoilerini yemek istemiyorsanız açmayın. :)


    -- spoiler --


    how i met your mother isimli sitcom tarzı dizide buna dair bir bölüm bile mevcuttur. ikinci sezonun on beşinci bölümünde robin ve ted karakterleri havaalanına hızlı adımlarla ilerlerler ancak uçağın kalkış zamanı çoktan geçmiştir. bunun sebebi yaşanılan birçok olay ve seçimdi. sabah duruşması olmasaydı geç kalmayacaktı. duruşmanın nedeni barney karakterinin metroda mahsur kalması ve ted'i aradığında ted'in onu kurtarmaya gitmesi, sonrasında da metro hareket etmeden yetişebilmek için turnikeden atlamasıydı. eğer barney marshall'ın katılamk istediği maratona onun yerine katılıp ayakları adım atamayacak şekle gelene kadar koşmamış ve maraton ödülü olarak bedava ulaşım kazanmamış olsaydı belki ted, barney'i kurtarmaya gitmeyecek, turnikeden atlamak zorunda kalmayacak, duruşma olasılığı olmayacak ve uçağa yetişebilecekti. ancak, marshall'ın maratona katılamama sebebi robin'in marshall'ın ayağını sakatlamasıydı. marshall'ın sakatlanma olauı robin'in anlamsız bir saatte ted ve marshall'ın evinde oluşuyla gerçekleşti. fakat robin'in o saatte orada olmasının sebebi ted ile bir akşam yemeğinden dönerken gördükleri gelinlik indirimiydi. robin durumu lily'e iletince mağazanın önünde sabahladılar ve araba alarmı yüzünden uyuyamadılar. dolayısıyla uykusu vardı ve çok uğradıkları barın hemen üstünde yer alan ted'in evine uyumaya gitti. peki robin ile ted'in akşam yemeğine çıkmasına sebep olan seçim neydi? ted 1939 yılından kalma madeni bir para bulmuştu ve bunu koleksiyoncuya satıp robin'e akşam yemeği ısmarlayacaktı. bir buçuk dolar değerindeki bu akşam yemeği sırasında mağaza indirimini görmüşlerdi. işte birçok "o yaşanmasaydı şu olurdu" isimli paralel evrenle karşı karşıyayız. sonuç olarak ted bir madeni para bulup bununla robin'e akşam yemeği ısmarlayıp bu yemek sırasında bir gelinlik mağazasında indirim olduğunu görmemiş olup durumdan da lily'i haberdar etmemiş olsalardı, lily ile robin gelinlik için mağaza önünde sabahlamayı seçip o gece mağaza önündeki arabanın alarmının bir türlü susmaması sebebiyle uykusuz kalmış olmasalardı robin ted'in evine çıkmayacaktı. robin eve çıkmış olmasaydı marshall'ın ayak parmağı sakatlanmayacak dolayısıyla maraton koşusuna katılabilecekti. marshall maratona katılınca barney katılamayacaktı ve bedava ulaşım ödülü kazanıp metroda mahsur kalmayacaktı. sonuç olarak ted onu kurtarmak için turnikeden atkamaya kalkmamış olacak, böyle bir şey olmadığından duruşma meselesi de olmayacaktı. en nihayetinde ted yeni iş görüşmesi için uçağını kaçırmamış olacaktı. anlayacağınız her an yeni bir paralel evren oluşuyor denilebilir.


    -- spoiler --



    birçok örnekten sonra paralel evrenlere inanıp inanmamak size kalmış. tüm bunlar bilim kurgu filmlerinde, kitaplarında, dergilerde, dizilerde ve daha birçok alanda işlenmeye devam edecektir. çünkü paralel evrenler konusu gündemdeki yerini ve gelecekteki önemini korumaktadır.
    #132062 laranja | 6 yıl önce
    0bilimsel terim