1. ben 8-9 yaşlarındayken bir ara çok garip bir evde yaşadık ailece. 94-95 yılları... apartmanın ilk katı, ev sobalı, üst kat komşumuz yurt dışında yaşıyor, yalnızca ağustos ayında gelip 20 gün kadar kalıyor. ancak yılın her vakti, gündüz gece fark etmeksizin sürekli olarak üst katımızdan top oynayıp koşturan çocuk sesleri gelirdi. başlarda önemsememiştik ama zamanla sinir bozucu bir hal aldı durum. üst katın karşı dairesinde oturan yaşar amcaya sormuştu annem, nedir bu gürültüler diye. çok kurcalamayın kızım, zaten bu evi kiralayan en fazla 9 ay kalır, sonra gider demişti. ve evet tam 9 ay sonra o evden taşındık. 9 aylık süre (3 ayı yazlıkta geçti) içerisinde de yaşamadığımız gariplik kalmamıştı.

    cinler periler hayaletlerden ziyade negatif enerjiye inanırım. olumsuzluk daha fazla olumsuzluğu çeker ve dünyada belli enerji noktaları var ve bu ev kesinlikle negatif enerjinin buram buram tüttüğü bir yerin üzerine inşa edilmiş, başka bir açıklama bulamıyorum zira. ya da maaile bir histeriye kapıldık ve hepsinin bir açıklaması var, bilemiyorum... (bkz: )

    ilk başta evin ışıkları saçmalamaya başladı. salonda otururken koridorun ışığı kendiliğinden yanıyor, kalkıp kapatıyoruz, ardından salonun ışığı kendi kendine sönüyor. gece birden uyandığımızda evin tüm ışıkları açık oluyor, vs... elektrikçi çağırıp nedir bu diye sorduğumuzda aynı sebeple önceki kiracıların da kendisini çağırdığını ancak bir sorun bulamadığını söyledi. yeniden kontrol ederken kendiliğinden koridorun ışığı falan yandı da adamın beti benzi attı, para da almadan çıkıp gitti evden.

    sonrasında televizyon kendi kendine açılıp kapanmaya başladı, dedik evde elektriksel bir sorun var ve bütün elektronik aletler perte çıkıyor zamanla. çok önemsemedik. gece herkes uyurken birdenbire açılan televizyonu gayet sakin bir şekilde kapatmak için uyandık sırayla. hala bütün bunlar normal geliyor zira.

    bir akşam iki abim, ben ve annem tv izlerken koridorun diğer ucundaki mutfağımızdan gürültü geldi. gürültü dediysem, mutfağa kamyon falan girmiş olmalı ki bu kadar ses çıksın. koşarak olay yerine gittiğimizde her şey yerli yerindeydi, hala mantıklı bir açıklama bulmaya çalışıyoruz. bir başkasının televizyonundan geldi belki ses diye, olabilir mi? olabilir elbet...

    sonrasında gece uyurken yatağımın başında bekleyen karaltılar görmeye başladım. karabasan gibi üzerine çökmüyor, yalnızca durup bakıyor. bir yüzü de yok aslında ancak delici bakışlarını hissedebiliyor insan, ağlaya ağlaya uyumaya çalışırdım, çocuğum yahu daha, 9 yaş ney ki...
    bir gece yine uyurken abim bağırmaya başladı "fool manyak mısın neden saçlarımı çekiyorsun?" diye. koşarak annemle odasına gittik, yastığının üzerinde tutam tutam saçlar, o sırada yine mutfaktan devasa bir gürültü duyuldu, ben olduğum yere sindim. mutfakta yine tahmin edilebileceği üzere hiçbir dağınıklık ya da kamyon girme belirtisi yoktu. sonra bu tarz olaylara katiyen inanmayan babam hepimizi yataklara yolladı. kafamızda uydurduğumuzu tembihledi. inanmayın böyle saçmalıklara dedi.

    bir akşam hepimiz salonda otururken annem bir hışımla yanımıza geldi. çamaşır asıyordu en son arkadaki balkona ancak eli yüzü bembeyaz, gözleri pörtlemiş bir halde su falan içmeye çalışıyor, elleri titriyor. ne oldu diye sorduk ama cevap vermedi. aylar sonra evden taşındıktan sonra anlattı, biz korkmayalım diye söyleyememiş o gün. balkonda çamaşırları ipe asarken grimsi bir duman benzeri karaltı görüyor bahçenin bir köşesinde. bu ne diye bakmaya devam ederken o karaltı büyüyüp garip bir şekle giriyor ve ağır ağır annemin üzerine doğru gelmeye başlıyor. kadıncağız korkup çamaşırları yarısı asılmış yarısı sepette bırakıp içeriye kaçıyor, hava aydınlanana kadar da bir daha balkona uğramıyor.

    bir defasında annem hadi kızım uyan diye seslendi. ikiletmeden yatakta doğruldum. gözlerim yarı açık yarı kapalı ilkokul önlüğümü giydim ve mutfağa kadar yürüyüp kapıda mayışık bir halde annemi izlemeye başladım. annem tezgahta bir şeylerle uğraşıyordu. birden bana döndü, çok garip bir ifadeyle bakmaya başladı. o bana baktıkça aslında annem olmadığını fark ettim. geriye bir adım atarken hızla üzerime doğru yürüyüp omuzlarımdan beni tuttu ve koridorun duvarındaki boy aynasına doğru beni ittirdi. olduğum yere çöküp şok olmuş halde beklemeye başladım. sonrasında annem gelip "kızım napıyorsun gecenin bu saatinde? neden önlük giydin? yarın okul bile yok" dedi. gelen kişinin gerçek annem olduğunu anlamam biraz zaman aldı. diğer şeyin beni tutup fırlattığı ayna çatlamıştı ve iki omzumu sıktırdığı için parmak izi şeklinde morluklar oluştu sonrasında.

    okullar kapanır kapanmaz hemen yazlığa attık kendimizi. iki abim de biz yazlıktayken üniversite sınavları için eve geldiler. o süre içerisinde bolca dehşetengiz durumlar yaşanmış, onlar da başka bir girdide olsun.

    eminim ki tüm bu olayların mantıklı bir açıklaması vardır. yalnızca o an biz bir açıklama getiremediğimiz için bize doğaüstü gibi gelmiş olabilir. ya da gerçekten kapısının üzerine apartman diktiler ve bula bula o daireyi bulmuşuz biz de kiralayacak. her türlü evlerden ırak...
    #129354 the fool | 6 yıl önce
    24anket