yaşamı hakkında kesin bir bilgi verebilecek bir kaynak yoktur. kaynakların bir çoğu efsane niteliğindedir. hatta öyleki kendisinin " isa" peygamber olduğunu söyleyenler vardır.
m.ö 563 yılında doğmuş ve asıl adı siddhartha guatam'dır. siddhartha'nın anlamı " amacına ulaşmış kişi"dir. babası "sakya" kralı suddhanoa'dır, annesi ise doğum sırasında hayatını kaybetmiştir. babası buda için 13 saray yaptırmış ve her mevsim birisinde kalmıştır. himalaya dağlarının eteklerinde yaşamını sürdüren ermiş "asita" görmüş olduğu bazı belirtiler sayesinde çok özel bir çocuğun doğduğunu anlamış ve suddhanoa'nın sarayına giderek çocuğu görmek istemiş. asita çocukta 32 belirti görmüş ve insanları ızdıraptan kurtaracak bir "buda" olacağını müjdelemiş.
babası ona 13 saray yaptırmış ve her mevsim birisinde kalmaya başlamıştır. bu sırada ülkenin en ünlü filozoflarından ve bilim adamlarından ders almaya başlamış ve hocalarının hepsini kısa sürede geride bırakmıştır. dövüş sanatlarında da rakip bulamamıştır. bir gece sarayında kendisine eğlence düzenleyen hizmetçilerin gecenin ilerleyen saatlerinde asıl hallerini gördükten sonra ailesini ve sarayı terk edip, dilenci kılığında şehir şehir dolanmaya başlamıştır. bu yolculukları sırasında bir çok zulümlükler ve bilgeler ile karşılaşmış, onlardan meditasyon dahil birçok bilgi öğrenmiştir.
yolculukları sırasında yalnız kalan gotama bilgelik ağacının altına geldiğinde " derim, etim, kanım kurusa da tam ve anlaşılmaz, aydınlanmaya ulaşmadan bu ağacın altından kalkmayacağım" der ve meditasyona başlar.
onun tek amacı yaşamla bir doku içerisinde birleşmiş, bütünleşmiş olan ızdıraptan kurtulmanın yöntemini ğrenmekti. ona göre insan, arınma varlığıdır. herşey arınmayla gerçekleşir. mutluluk mu istiyorsun arın öyleyse, bilgelik mi istiyorsun arın öyleyse, ölümsüzlük mü istiyorsun arın öyleyse. arınma kişinin kendini aşması, duyulur varlıkların üstüne çıkmas gövdenin tutkulardan kurtulabilmesi için bir istenç olarak kalması demektir. yani "nirvana"ya ulaşmaktır.
buda'ya göre insanların yaptığı şey değişen ve geçici şeyleri kalıcı ve değişmeyecek gibi onlara sarılmaktır. bu durumda ızdırapa yol açar. insan hayatın ona verebileceğinden daha fazlasını istememelidir. yaşam ne iyidir ne de kötü. kötü olan yaşama biçimidir.