hakkında bu kadar yazılınca ben de bir kez daha yazayım istedim. bir örnekle izah edeyim.
girdi bir canlı olsun. sadece sözlüklerde yaşayabilen bir canlı. yazıldığı gün dünyamıza giren, kimisi kendisine hayran bırakan, kimisi eciş bücüş, kimisi öyle sıradan, ama her biri bir diğerinden farklı sözlük dünyasının yaşayan bireyleri olsun. hayal bu ya. varsın olsun.
onların yaratıcısı da malumunuz, yazarı. haliyle her hakka sahip üzerinde. onların bu sözlükte yaşamasına izin verir, istemez, alır gider başka sözlükte yaşatır, ya da tamamen yok eder onları. kendi yaratmış, kaderine de kendi karar verir. çünkü bu hak, sonuna kadar ona ait. çünkü yaratıcısı o.
buraya kadar sanıyorum herkes ile hem fikiriz.
şimdi, bir girdi eciş bücüş olduğunda fikrimizi beyan edebiliyoruz. eleştirebiliyoruz. oylayabiliyoruz. gömebiliyoruz. bir girdi şahane olduğunda yorumlayabiliyoruz, oylayabiliyoruz, yüceltebiliyoruz, ne istersek onu yapabiliyoruz. bir girdi sıradan olduğunda da yine öteki kardeşleri gibi hakkında fikirlerimizi dile getirebiliyoruz. çünkü aynı o girdiyi yaratanlar gibi bizlerde birer girdi yaratıcısıyız. bakın şu an bir tane de ben yaratıyorum.
girdi, hayattayken ve bizimleyken onunla ilgili fikirlerimizi yaratıcısı ile paylaşabiliyorsak, söz konusu girdi, en doğal hakkını kullanan yaratıcısı tarafından yok edildiğinde de onunla ilgili fikirlerimizi, eleştirilerimizi, yorumlarımızı, üzüntümüzü, sevincimizi ya da ne hissediyorsak onu paylaşma hakkını bize veren eylemdir bu.
yazar girdilerini sildi diye hafızalarımızdan birden bire silinmez. hele ki bu sevdiğimiz bir insan idi isi. özetle, onun o girdiyi yok etmek ne kadar hakkı ise, hayatımızda yer tutmuş o kişinin eylemi hakkında fikir beyan etmek de diğerlerinin o kadar hakkıdır. bu eylemi fikriyle destekler, desteklemez, bilemeyiz. önemi de yok zaten.
bu konuyla ilgili daha fazla yazmak istemiyorum şahsen. çocukça bulsam da saygı duymak zorundayım. ekşi sözlük'te hala 11,000 kadar girdi duruyor. silersem de kimse bana karışamaz. ama onlar benim evlatlarım, silmem muhtemelen. insan kendi çocuğuna kıymaz çünkü.
bu eylem ile sözlüğe maddi zarar verdiğini sanan arkadaşlarımız var ise onlar için daha önce yorumlarda yazdığım şeyi bir kez daha dile getirmek istiyorum. hissettiğimiz ve dile getirdiğimiz eleştirilerin nedeni maddi kayıp değil. maddi kayıp olsa bile yerine konur. (kaldı ki maddi kazanç için kulzos'ta olsak sağda solda bir tane reklam görürdünüz.) hissettiğimiz ve dile getirdiğimiz her şey onca emeğin zayi olmasının ve sevdiğimiz bir insanın aramızdan ayrılmasının üzüntüsü. o kadar.