kitapların çoğunda kullandığı karaktersiz kapakları sevmiyorum (hasan ali yücel serisi mesela bu kapsamda, ancak modern klasikler bu kapsamda değil)
evet kapağına “da” bakıyorum ben bir kitabın almadan evvel. her kitabın karakteri, anlattığı veya anlatmadığı, biçimi, akla gelen her şeyi farklıyken onları aynı sıkıcı şıklıkta sunmak neden?
her kitabın kapağını o kitabı çok seven bir ressam yapsa diye düşünürüm hep. bu yayınevinin enfes kitaplarında buna daha da çok ihtiyaç duyuluyor. evet dediğim gibi bu benim için bir karaktersizleştirme politikası ve sıkıcı bir şıklık. kapağını bile düşünmek istiyorum ben kitabın, içeriğine dair detaylar yakalamak, ya da en sonunda e bu kapak hiç olmamış demek. ama bu, yorum bırakmıyor. ansiklopedi değil ki bu.
onun dışında shakespeare çevirileri cidden baya sağlam. yer yer türkçe'nin günlük kalıplarının "asil olmayan"ların konuşmalarında gayet ustaca kullanılmış olması beni mutlu ediyor. seviyorum o dil oyunlarını.
Modern dünya klasiklerinde ise sürekli aynı yazarları basıyorlar oysa daha iyi bir seri olabilirdi...