En tanınmış ve duyulmuş psikiyatrik hastalıktır. Fakat en yanlış bilinenidir aynı zamanda. Sinemaya, kitaplara ve dizilere gibi çoğu şeye ilham kaynağı olmuştur. Bununla birlikte çok yanlış anlatıldığı için veya bizler izlediğimiz, okuduğumuz şeylere o kadar kolay inandığımız için de yanlış anlaşılıyor olabilir. Tabii ki görsele veya yazı diline aktarılırken değişime ve başkalaşıma uğramasına karşı değilim. Fakat korku-gerilim türündeki örneklere bakınca bu hastalıktan çekinmek ve korkutucu gelmesi gayet normaldir.
Toplumda %1 oranında görülmektedir. En yoğun olarak 18-25 yaş aralığında görülür. Ülkemizde ise tam sayısı bilinmemekle beraber yaklaşık 700-800 bin şizofreni hastası olduğu varsayılmaktadır. Şizofreni hastaları ve normal insanlar arasında suç oranları bakımından bir farklılık görülmemiştir. Yani suça meyilli olanı da ve olmayanı da vardır. Genellikle insanlar onlardan korkar, onlar da insanlardan.
Bir kişiye şizofreni tanısı konulabilmesi fiziksel muayeneden(tomografi, mr, kan testi vb.) geçtikten sonra 6 ay boyunca belirtilerin sürmesi gerekmektedir. Eğer başka bir bulguya (beyinde bir tümör, madde kullanımı gibi) rastlanmazsa psikiyatrik olduğu yani şizofreni hastası olduğu tanısı konulur. Şizofreni, dopamin hormonu ile ilişkilendirilmiş yani dopamin seviyesinin normalden yüksek olmasıyla ortaya çıkan bir durum olarak varsayılmıştır. Madde kullanımı durumunda da benzer belirtilerin ortaya çıkabilmesi yüzünden kan testi ve hastanın muayene geçmişi ayırt edici bir özellik taşır.
Daha kolay anlayabilmek ve kimyasal yapımızın, yani hormonlarımızın etkisini kavrayabilmek adına bu linki buraya bırakıyorum: evrimagaci.org/... Kişide bulunan semptomlar yani pozitif, negatif ve dezorganize semptomlara göre şizofreninin alt tür tanısı konulur.
Şizofreni alt tipleri:
1- Paranoid tip
2- Dezorganize tip
3- Katatonik tip
4- Ayrışmamış tip
5- Residüel tip
6- Basit Şizofreni
7- Postpsikotik depresyon
Kaynak: www.ctf.edu.tr/...
Bir süreç ile ortaya çıkabildiği gibi bir anda da ortaya çıkabilir. Genellikle hastalık öncesi toplumdan ve insanlardan uzaklaşan yalnız bireylerdir. Sürekli tek başlarına vakit geçirip diğer insanlardan nefret edebilirler. Genelde az arkadaşları vardır ya da hiç yoktur. İçe dönük bir yapıları vardır. Metafizik ve büyüsel konulara ilgi duyabilirler. Garip düşünceleri, gerçek olamayacak varsayımları olabilir. Dine aşırı düşkünlükleri olabilir.
Hastalığın dışarıdan fark edilişi genel olarak şiddetli bir atak geçirme ile olur. Genelde sanrıları ve hezeyanları bu dönemde çok belirgin görülür. Birilerinin kendisine zarar vereceği düşüncesi, takip ediliyor sanması, konuşmalardan ve bakışlardan anlamlar çıkarma, dine aşırı düşkünlükle beraber kendisinin peygamber olduğu varsayımı, izleniyor ve dinleniyormuş gibi hissetmesi vb. belirgin belirtiler gösterebilirler. Halüsinasyon bazı şizofreni alt tiplerinde görülebilir. En yaygını ses olanıdır ve bu ses kendisine komutlar verebilir. Bundan ayrı olarak halüsinasyon her duyu organı ile ortaya çıkabilir. Halüsinasyon şizofreni hastaları için kesin bir belirti değildir. Negatif semptomlar ağırlıklıysa görülmeyebilir.
Şizofreni hastalarının ayrımı genelde hikayeleriyle diğerlerinden ayırt edilir. Bu onlar için çok gerçek gibi görünse de belirgin bir şekilde inandıkları sanrıları onları diğerlerinden ayırır. Gerçek olmayan bir dünya yaratırlar kendilerine.
Antipsikotikler ile tedavileri yapılır. Bu alanda ilaç sektörünün çok gelişmesi ile birlikte iyileşmelerde oransal olarak artışlar olmuştur. Burada önemli olan kendisine en uygun ilacı doktorunun bulmasıdır. Bu yöntem genelde deneysel olarak olur. Çünkü her ilacın bireylerde gösterdiği yan etkiler farklıdır. Bazen de antipsikotiklerle birlikte psikososyal terapi uygulanır.
Sinsi bir şekilde ortaya çıkan bu hastalık kronik olarak varsayılmaktadır. Çünkü her an aynı şekilde veya farklı bir biçimde kendisini tekrarlayabilir. Anksiyete, okb, depresyon nöbetleri özellikle stresli zamanlarda birlikte görülebilir. Kendini tekrarlama genelde hastaların tedavilerini yarım bırakması ve reddetmesiyle ortaya çıkabilir. Tedavilerine devam etseler bile kendisini tekrarlayabilir.
Not: Psikiyatrik hastalar sizler gibi aynı otobüsleri, vapurları, metroları, trenleri, uçakları vb. ulaşım araçlarını kullanır. Aynı havayı teneffüs eder, aynı iş yerlerinde çalışır, aynı evlerde oturur. Belki dışarı çıktığınızda yanınızdan geçer, belki bilmeden aynı masada oturursunuz. Ama onlar genelde hassas, çekingen, ürkek, korkak ve içe dönük olurlar. Bu söyleyeceğim şey sadece benim gözlemim, hissettiğimdir ve bilimsel bir değer taşımamaktadır. Her psikiyatrik veya psikolojik hastalık sahibi insanların genelde duyguları daha aşırıdır. Sevgileri, tutkuları, üzüntüleri, aşkları, nefret patlamaları vb. Bu insanlar kendilerine acımanızı istemez. Aksine diğerleriyle aynı şartlarda yaşamak, ötelenmemek, dışlanmamak, hayata tutunmak isterler. Onları anlayabilmek onları biraz tanımaktan geçiyor. Bu yüzden bu yazıları yazıyorum.