1. ludwig van beethoven bir gece köhne bonn sokaklarında ilerlerken uzaklardan sanki kendisine rüzgarlarla taşınır gibi bir piyano sesi gelmektedir. önce çok gereken ilgiyi göstermese de içindeki o merak duygusu onu sesin geldiği yöne çekmektedir. o ilerledikçe berraklaşır piyanonun sesi, melodisi ise daha şarkının sonu gelmeden usta müzisyeni mest etmiştir. artık adımları hızlanmış bu icracı ile bizzat tanışma güdüsü ağır basmaya başlamıştır. sesin geldiği yere vardığında ise küçük merakı daha şimdiden tavan yapmıştır. önüne geldiği evin kapısı neredeyse kendinden dökülecek kadar eskidir. gecenin geç saatine aldırış dahi etmeden kapıyı kibar bir şekilde tıklatır. içeriden tahta gıcırtıları geldiğini duyar ama müzik hala aynı büyüsüyle devam etmektedir. kapı açıldığında ise beethoven karşısında eski yamalı kıyafetler içerisinde, kendi yaşını gösteremeyecek kadar yaşlanmış fakir birini görmektedir. "buyrun beyefendi bir şey mi oldu?" diye sorar ev sakini hafif tedirgin bir şekilde. "bu güzide müzikten daha önemli nasıl bir sebep olabilir ki?" diye cevap verir beethoven ve ekler "eğer mümkünse kendisini görebilir miyim?" göz ucuyla evin içine doğru bakan adam iyi giyinimli müzisyen karşısında utanır bir vaziyette evin kapısını açar. "kızım çalıyor kendisi üst katta" der. hafif adımlarla basamakları çıkarlar ağır ağır. sesin kaynağına yaklaşırken duyduğu heyecanı hayatının çok az anında yaşamıştır belkide. odanın kapısı açıldığında ise bir şok daha bekler ünlü müzisyeni. neredeyse hiçbir şey görünmeyecek kadar karanlıktır içerisi. odanın tek ışık kaynağı penceden süzülen ayın parıltısıdır. beethoven hayretle döner ve "neden hiç ışık yok?" diye sorar adama. gözü hafif nemli bir şekilde "kızım daha bebek denilecek yaşta geçirdiği hastalık yüzünden görme yetisini kaybetti. o zamandan beridir onun tek aydınlık dünyası piyanosudur" der. beethoven inanılmaz bir duygu patlaması geçirir. yaşadığı şokun hemen arkasından kızın yanına yaklaşır ve kendisini tanıtır. genç bayandan ne isterse gerçekleştireceğini söyler. kız hiç duraksamadan cevap verir: "ben hiç ay ışığını görmedim, bana ay ışığını anlatır mısınız?" diye istekte bulunur. kraliyet ailesinin baş müzisyeni onun yanı başında derme çatma evinde eski piyanosunun başına geçer. o anda beethoven kalbinden geçen notalara piyano ile seslendirir ve şarkının adını da "moonlight sonata" yani ay ışığı sonatı koyar.

    not: biliyorum ve üzülerek söylüyorum ki benim de aklımda kalanıyla yeniden dile getirdiğim bu hikaye maalesef büyük ihtimalle uydurma. çünkü eski zamanlarda bestelenen şarkıları satmak şimdiki gibi itunes'tan satar gibi kolay değildi. o zamanın insanları hikayesi olan eserlere daha çok ilgi duyarlardı. bu da o sebeple uygulanmış taktiklerden biri olması pek mümkün. tabi ben bu hikayeyi duyduğumda bu bilgileri bilmiyordum ve hikayeden çok etkilenmiştim. piyano çalabilmemin tek sebebidir kendisi ve bu şarkıyı öğrendikten sonra da başka şarkı da çalmadım.
    #120533 alphahumanity | 6 yıl önce
    0anket