bu başlık kişiye özel bir başlıktır
  1. Yılın son ekonomi ahkamını da keseyim olsun bitsin darısı 2019’a

    Bugün asgari ücret komisyonu toplanıyor ve asgari ücreti belirleyecekler. Bu komisyon ne iş yapar gerekten bilmiyorum hayır bi komisyona ihtiyaç var mı onu da bilmiyorum zaten hali hazırda başka bir komisyon/kuruluş vs kimse açlık sınırını, fakirlik sınırını belirlemiyor mu. Niye o rakamlar kullanılmıyor, çünkü bu aslında milletin gözün boyamak. Güya bu komisyon bir şey belirliyor sonra bunu hükümete dayatıyor falan falan…yersennn uzay eriği. Ula zaten hükümet ne isterse onu veriyor geçiyor gidiyor.

    Zaten bu topyekûn mücadele zırvasına enflasyonu %24 den bir ayda %20 ye indirdiler, bu ay da %16 ya çekerler sonra ohhh miss! Ha bu arada o kadar yazdım ama bi tefe tüfe nedir ondan bahsetmedim. Tefe dediğimiz şey: tüketici fiyat endeksi. Yani aslında bizi direk ilgilendiren budur. Bu devlet istatistik kurumu tarafından belirlenir. Burada amaç daha önce satın alınmış bir malın/hizmetin bir sonraki zaman diliminde aldığınızda ki fiyat karşılaştırmasıdır. Tabi insan olarak çok fazla ürün/hizmet satın aldığımız için bu karşılaştırmayı daha sağlıklı yapabilmek adına bir sepet belirleniyor ve o sepetin karşılaştırılması yapılıyor. Bu sepetle ilgili çeşitli söylentiler çıkıyor ara ara yok pinpon topu var falan diye ama emin olun pinpon topu veya buna benzer saçmalıklar her ülkenin sepetinde var yani sadece bize özgü değil. Diğer bir olgu da tüfe. Tüfe ise toptan eşya fiyat endeksi. Kullandığımız ürünlerin tüm ham maddelerinin yani toptan satılan malların fiyat karşılaştırmasıdır. Tefe biraz daha arz kısmını tüfe ise talep kısmını temsil eder.

    Bu arada damat bey, enflasyon düştükçe (!) çıkıp yeni bir paket daha açıklıyor, her bir yeni paket bir önceki başarılı paketin devamı niteliğinde diyip duruyor. Arkadaşlar durum aslında çok basit. Üretim olmadan hiçbir şeyin gerçekten düştüğünü veya yükseldiğini söyleyemeyiz. Çok uzun süre önce bir ekonomi hocasının videosuna denk gelmiştim adam bilal’e anlatır gibi anlatmış. Şöyle ki;
    Bi tavuk çiftliği düşünün, bunun bi gideri var diyelim ki günlük 100 tl. Tavuklar da (yani üreticiler) günde 100 tane yumurta üretiyorlar. Yumurta kaç lira oluyor…1 lira. Diyelim ki bu böyle uzun süre devam ediyor. Sen belli bir süre sonra yumurta fiyatını düşürmek istiyorsun, ne yapıcan…2 yol var, günlük 100 tl olan masrafı azaltıcan ki bunu yapamıyorsan eğer o zaman tavuklara yani üreticilere dicen ki fazla üretin, diyelim ki tavuklar da gün de 200 tane üretmeye başladılar, sonuç ne oldu yumurta 0.5 lira oldu. Diyelim ki tavuklarda sorun çıktı günde 50 yumurta üretti, ne oldu yumurta fiyatı 2 tl oldu. Olay aslında bu kadar basit. Ama biz ne yapıyoruz, yok topyekün bilmem ne, yok zırt yok vırt.

    Aslında bunun için çareler çok basit, basit derken ben de kahvede oturup ekonomi yöneten adamlar gibi olmıyım ama benim bi manifestom var madde madde buyrun.

    1. Tarım desteklenmeli. Tarım ülkesiyiz ya da ülkesiydik ne oldu, tarım arazilerini bir bir kaybettik. Bazı kalemlerin üretiminde dünya lideriyiz ama bunu kullanamıyoruz. Söyle ki fındık üretiyoruz kilosunu fisko birlik 12 tlden alıyor, tüccar 15 den satıyor vs vs ama fındığın bu ülkeye getirisi italyan’ın nutellasının getirisinin yanında solda 0 bile değil.

    2. Yol, köprü yapılıyor, tamam bir problem yok, yapılsın, bu da bir ihtiyaç ama bunlar uygun maliyetlerle yapılmalı. 3 tane köprü parasına 1 tane köprü yapıp sonra insanları o köprüden bilmem kaç liraya geçirtme. Zaten kimse geçmiyor diye sonra da kendin sübvanse etme. Sonra da çıkıp 3. Köprü pahalı değil 1 ve 2 çok ucuz deme. Her tarafımız deniz ama kullanan yok, demir yolu daha yeni yeni ama ona da kimsenin güveni yok her yıl düzenli kaza yapıyor. İnsanları petrole mahkûm etme.

    3. Teknolojiyi etkin kullan. Tübitak gibi ülkenin yegâne bilim kurumunun başına hayvanat bahçesi müdürü getirme. Millet dünyanın bi yerlerinde yapay zekalarla uğraşırken sen içine led döşeyip kapağı açılınca ışığı yanan ekmek dolabına teşvik verme. Bu ülkede gelişmiş beyin çok, ciddi söylüyorum çok ama bi yolunu bulan siktir olup gidiyor, kaybetme bu insanları. Bir insan bile çok mühim, unutma ülkede botaniği kuran/geliştiren bir adam, tek bir adam, cumhuriyetin ilk yıllarında bursla isviçre’de okuyup gelen bir adam, her bir beyine ihtiyaç var. Elektrikli araç dendi, evet çok heyecanlandık acaba mı, oluyor mu diye, ne oldu bilen var mı…

    4. Liyakat. Bunu açıklamıcam açıklarsam göte girer, herkes anlamıştır.

    5. Sosyal adalet. 2002 yılında mevcut iktidarı devirmek için en çok bu söylem iş yaptı. Fakirliğin öne geçilecek dendi, ülkenin şimdiki haline bak. İnsanlar gün geçtikçe dibe batıyor, fakir zaten yerin dibine battı, orta sınıf fakir oldu, üst tabaka arşa çıktı. Tamam her iktidar kendi zenginini yaratır ama bu kadar da değil. Ülkenin tüm kurumları borç içerisinde, belediyeler, kit’ler aklınıza hangi kuruluş geliyorsa, olur da arada kar eden çıkarsa onu da varlık fonuna aktarıp yiyoruz…neyse ki kaynakları adil dağıt.

    6. En son ve en önemlisi eğitim. 10 küsür senedir farklı harf kombinasyonlarıyla genç beyinleri sikip attılar. Herşey zaten iktidarın elinde, hem de uzun yıllardır. Oy kaygısı yok, acaba öyle yapsam falan ne der kaygın yok, yap artık!!! şu eğitim sistemini kimden roll out edeceksek edelim ve onu kullanalım gitsin. Belli ki biz kendimiz beceremiyoruz, alman modeli mi, Finlandiya modeli mi ne ise artık onu alalım ve kullanalım, nice nesiller ziyan oldu artık başka nesilleri de ziyan etmeyelim. İnsanları zorla bir takım okulla mahkum etme. O okullara gitmek istemiyenleri özel okul adı altında tüccarların eline bırakma.

    Amma ahkam kestim haa, neyse ki bu da böyle bir girdi oldu konu çok dağıldı, buraya kadar okuyabilir birşeyler anlayabilenlere teşekkürler :)
    #120154 11001 | 6 yıl önce (  6 yıl önce)
    0kişiye özel