türkiye'nin en önemli firmalarından / oluşumlarından biri olmasına rağmen özelleştirme kapsamında katledilmiş bir şirkettir.
önce, emsali pek görülmemiş bir devir sözleşmesi ile çöl bedevilerine adeta peşkeş çekilmiş, ardından türk bankalarının aynı çöl bedevilerine bu şirket için 700 milyon dolar kredi açmasına ön ayak olunmuş, devamında bu çöl bedevileri hem geri ödemeleri gerçekleştirmemiş, hem de türk telekoma ait taşınmazları deli gibi satmaya başlamış, "krediler geri ödenmiyor, bari şirketin %55'ine el koyalım" diyen bankalar harekete geçtiğinde o çok sevilen çöl bedevilerinin türk telekomu tamamen soyup soğana çevirdiğini görmüşlerdi.
bu arada unutmamak gerekiyor ki o dönemlerde türk telekom'un yönetiminde bol maaşlı “Hazine temsilcileri” de vardı. Onlar da maaşları cebe atarak, olanları sadece seyretmekle yetinmişlerdi. chp milletvekilleri tarafından verilen dört ayrı Meclis araştırma önergesinden ise sadece biri gündeme alınmış, o da -malumdur ki- akp oylarıyla reddedilmiştir.
akn, bu ülkede insanlara "daha fazla nasıl fatura yazabiliriz" düşüncesinin sonuçlarından birisiydi. en önemli amaçlardan birisi, yüksek hızlı ve limitsiz internet kullanmak isteyen insanları zorla daha yüksek kotalı ve limitli paketlere yönelterek daha fazla para ödemeye mecbur bırakmaktı. belirli bir dönemde bu politikada başarılı da oldular zaten. ancak akn bir çok sebepten ötürü artık "yeteri kadar" kar getiren bir yöntem olamamakta.
şimdi içi boşaltılmış, zarar üzerine zarar etmiş, sağa sola peşkeş çekilmekten bitap düşmüş türk telekom, düşen gelirlerini arttırmak ve zararlarını kapatabilmek için "hükümet" veya "bankacılık" mantığı ile hareket etmek istemekte; yani en yüksek gelire sahip kalemlerin (veya altyapıların) fiyatını yükselterek "zike zike kullanacaksınız, o yüzden bu paraları ödeyeceksiniz" diyerek tüm zararını halktan çıkartmak istemektedir.
türk telekom bu ülkenin iletişim sahasında tekel özellerine sahip bir firmadır. en yakın rakibi türkcell'dir ki onun da destekçileri arasında ensar vakfı gibi geçmişi pislikle dolu isimler/markalar yer almaktadır; daha da önemlisi iki ismin de ardını takip edince hemen hemen aynı noktaya çıkarsınız. türk telekom gibi bir firmanın devlet elinde çıkartılarak, "kar" mantığı ile işletilerek, sağa sola peşkeş çekilerek yönetilmesi en başından beri toplumun götünde patlayacak bir saatli bombaydı. (ki o bomba çoktan patladı; ama bizim toplumun götü köseleye döndüğü için pek tınlamadı)
şu anda türk telekom'un yeni fiyat politikalarına bakarak, bu paketleri belirleyenlerin ne kadar çağ dışı, art niyetli ve topluma karşı nefretle dolu olduğunu görebilirsiniz. 4mbit hıza sahip internet paketini 59tl'ye sunmayı geçin; 4mbit hızda internet paketi sunmak, günümüz şartlarında, başlı başına facia bir karardır.
muhtemelen bu paketlere karar verenler arasında, akşamları yedikleri yemekleri hazmetmek için göbeklerini kaşırken 2 şişe sodayı üst üste gömüp "yauv o delefonlarlan ne çok oynu bu bebeler" diye hayıflanan; ancak her fırsatta sosyal medyada farklı profillerin ardına gizlenip karısını aldatma peşinde olan; zamanında maklubeyi göme göme götü göbeği büyütmüş, sonradan ise dansözlerden beter bel kıvırıp yerini sağlama almaya çalışan kişiler hat safhada fazladır.
şimdi türk telekom alt yapı kira fiyatlarını yükselterek hem rakibi hem de müşterisi olan firmaları kendi cezalandırıcı fiyat politikasına ayak uydurmaya zorlamakta. ayrıca alt yapı kiraladığı firmaların hızlarında stabil olmayan durumlar yaşanması için hatlara/sunuculara müdahale ettiğine dair de söylentiler dolanmakta. dolayısıyla türk telekom'un internet savaşını iyice bel altına indirdiği gözle görülebilir bir gerçek ve bundan geri adım atmaları imkansız; zira bu kararları alan insanlar, bel altı saldırmaktan başka bir yöntem bilmeyen insanlardır.